Tesadüf Sekmesi
güneşli bir günün dalgalı saçlarından sekmesi
düşürmüşse gönlüme seni bir ışıltı gibi
yok o ana dipnotunu düşen kadere sözüm
ve bir bakışı vardı gözlerinin
bata çıka derininde gezinip
sonra bir fotoğrafın yüzü gibi durgun
göz kırpımsız
elin uzanmasaydı ince bellideki çaya
donsun derdim o an sekmesi yüzün
yüreğimin duvarında sonsuza
o zamanın dokusu sen
geri kalan dekorun hepsi flu
puslanıyor nazarımda öte dünya
gözümde büyüyor anlık siluetin
seni öpmeye küçük kalıyor dudaklarım
mekanın ruhundan mıdır nedir
el ele sevgililer
benim ellerim yüzünün dalgınlığından
iki şehirlerarası terminal kadar uzak
şimdi benim görüp senin göremediğin şey
adına bir aşk yazılması
harflerle yeni tanışmış parmakların acemiliğinde
yok diyecek olmanın
korkaklığı sus atarken sesime
sevmek diyorum
sevmek
bu duru güzelliğe yakışır
tesadüf sekmesidir aşk
sonrasında insan
martı çığlığına
deniz mavisine
bulut özlemine
nisan yağmuruna da
yazacak bir iki satır bulur nasılsa
mühim olan bu alaza kibrit çakacak
elin elini tutmak
ve beraber sevdalı bir şarkının
notalarıyla buluşturabilmek
hayatın seyreltilmiş durağanlığını
01mart11
Ömer Hayyam demiş ki...
Geçmiş olan dünden hiç yad etme
Yarın da gelmemişken feryad etme
Düşünme geleceği de geçmişi de
Şimdi şen ol da yaşamı berbad etme..
Ben de soruyorum Hayyam'a kaç geçmişi meze
yapmıştır geceye acaba bu manayı düşürmek için yüreğine?
beğenerek okudum üstad 👍👍gönlünüze sağlık