Titreyen Ay ışığında Hüzün
zehr-i zemberek yangınlardadır gün ışığının göç vakti
başka hayallere dokunan anılar
ve ölüm sessizliğinde zaman
vedalara sarınır gün
akşam dolanır giderken kederle boynuma
gece mavisi parıltılarla kandırır
teslim edersin ruhunu bu saatlerde hüsrana
kıyılarına vurur hazin bir sonbahar
baharda güz yangınına sığınır adımlar
uzaklara savrulur denizin yosun kokusu
kadehte çoğalır kahırlar
dökülür meyler aklın geçeceği yere
üzerine bassan...
titreyen ay ışığında hüzün
kafanı kaldırsan...
mehtapta bir yalnızlık
bakamaz olursun yıldızlara...
kanatırsın cümleleri sil baştan
aklından geçip gitmeyen sualsiz sorular
debelenir aklının girdabında
ve geberirsin yine dünden kalan bir alevin içinde
çoğalır hasret tuzla buz olup uzaklaşır beklenen
-her dilde aynıdır gölgelerle boğuşmak
yalnızlık fırlar yeninden gecenin bir saati
tövbelere dokunamaz ellerin
sarılır kadehte hüküm giymiş sessizliğe
puslu zaman kıvrımlarına yerleşir hüzünler
kentin üzerinden geçer gider gün ışığı
loş sokaklarda geceyi sağar karanlığın elleri
taş duvarlara çarpan yankılar
kaybolan gölgelerle yoğrulur
tozlu sokak aralarında kaybolursun her gece
kentler de ağlar iki damla gözyaşıyla
dibine dalınır bütün şarkıların
sonrası
bir adımda sevaptan uzaklaşan günahlar
hüzzam gecenin içinde ağlar yalnızlık
herkesten arta kalanda çoğalır kalabalık
bir kadeh ve onun mezesi geçenler, geçemeyenler
ağıtlar yakılır karanlığa yatınca düşünce
dökülürsün sırında yaşantının
aynalarda kalan düne bakar hatırlarsın sadece
ve
gölgen susar zamanın eteğinde
sanki yarın yokmuş gibi
...
Öykü tadında ,şeker mi ,şeker olmuş...👧
👍👍👍KUTLU/YORUM👍👍👍
Ay ışığı titriyorsa yürek de titriyordur azıcık. Güzel şiir kutlarım Maide hanım içtenlikle...👍