Üç Düğme
varoşluğumun üç düğmesi açıktır bağrımda
aşklarımsa döner- ekmektir ayaküstü
ah be birtanem
misafir al beni bir gece parşömen dokun
bir çarşafın sabun kokusu sinsin üstüme
üç düğme açık durur bu şehre bağrım hep
bakışlarımı ürküttükçe sesim saklanır senden
bu bir tür kültür ki anlayamam
sözümü aşındırır sözün
dilimde hançerem kaç cümle yuttu kanlı
içim katliamla bastırılmış bir halk olur
gecelerde sesimi duyarsan anla ki yaralıyım
doğuştan değil sevdam ve sana serseriliğim
bir şehir hep uzak duruyor senin gibi
bir şehir hep iter arkamdan
kapıları kapatanlara sokak sesim birikir
acının zehrini içirdi bu şehir bana
kim saldı bu şehre bendeki militanı
kim çağırdı sabahın alacasında aklımı
öfke yenik düşer acı bir arabesk sesimde
itilmişliğimle
tek terapide dağıtacağım kendimi
kolalı mintan gibiydi düşlerim
ellerimi cebimde unuttum senin sokaklarında
benim de yanık ıslıklarımda ışıyan yıldızlarım vardı
kar yağsa izim olmazdı
donmuş ve sağırdı her hücrem
suda çekmiş kumaştı giydiğim her umut
bahtsızlığıma gülüyor aldırışsızlığım kahkahalı
ıslak kuşların kışa küfrüdür susmaları konmuş
göçemeyişin ürkek bekleyişleri yaslandığım dalda
varoşça kıstırılır can bir sokakta kanlı bıçaklı
öpünce geçmez yaram
beni sevdan vurmuştur
yaşayışıma kelepir yokluklar durmuştur
aşkıma ağır gelir faturası bakışının
bol avizeli gözlerini biraz kıs intiharım oluyorsun
süt kokuyor ay ışığı
kıyamam
varoş yüreğimde patlar tabancam
üç düğmesi açık bağrımı çizerim izin kalır
ucuzdur bildiğim dil anlayamazsın
sevda zarfı içinde kurur sol yanım
soğuk ölüyorum artık sancısız ve ağır
kaç kez kafa tuttum bu şehre bilemezsin
sen en yükseğinde okudun ben terkliyim sana
ah be bir tanem
adından her harfi silerken tükendi silgim
bırak bıçak yaranı taşısın çözülü üç düğmem
Beşinci kıtada artık tamamen kahramanın beklentilerini ve bu beklentilerin dışa itilmiş bir kişiliğin yansımasını çiziyor. Altıncı kıtada ise varoşların kendi içindede bölündüklerini ve gettolaştıklarını açıkça ifade ediyor (yine burada aşk bir şekilde işleniyor). Bir önceki dizeye bakarak bu kıstırılışın tanımını başka güçlere de dayandırmak olasıdır.
Finalde ise kahramanı ve kendini birleştirip tanımlıyor, finalin ikinci mısrasında sevgiliden bahsediyor ve yüksekliği orda sanırım okul ya da özel okul olarak veriyor. Çünkü kendisinin bitiremediğini işaret ediyor terkliyim tanımıyla.
Genel olarak aşkı toplumu ve içindeki yaşamı aynı şiirde toplayarak geçmişin uzun günümüzün kısa bir grafiğini çıkarmış şairimiz. Bunu yaparken başından sonuna kadar hiç sıkmadan, yormadan betimlemelerindeki ve imgelerindeki zarafetle doyumsuz bir tat veriyor biz okurlarına.
Kısaca tanımlayın deseniz üç düğmenin üstünde dururdum
AŞK, İNSAN VE TOPLUM...
Ama ille de finalin finalini ayrıca tebrik etmeden geçemeyeceğim...
Kaleminizin izindeyim....
Varoş, şiirin içinde birçok yerde farklı olarak verilmiş. Okuduğumuzda bunu görüyoruz, ama hepsinin ortak yanı kelime anlamını, kent dışı yaşamın kent içinde toplumsal durum ve sosyal konumu darmadağın ettiğini düşünsek de şair bunu dış etkenleri göz önünde bulundurarak toplumun o kesimi dışladığını ve bu yüzden mahalle hatta gettoların geliştiğini anlatıyor. Çünkü onlarında bir var olma savaşı verdiğine inanıyor. Ve birinci kıtanın sonunda külhanbeyi ağzından yazıyor.
â??bir çarşafın sabun kokusu sinsin üstümeâ?
Giriş tamamen bir dileğin üstünde gelişiyor çünkü bir yaşanmışlıktan yola çıkarak hatırlıyor. Bunu girişin ikinci dizesindeki â??akşamlardıâ? geçmiş zaman (dı) takısından anlıyoruz.
İkinci kıtada kahramanın tanımını çok net bir şekilde anlatıyor, hatta ondan sinmişliğini korkmuşluğunu sesini çıkaramadığını ifade ediyor. (aşka tanımını da bu şekilde işliyor da olabilir, yaşadığı bölgede olması olasıdır.) Geçmişin genel tanımını yapıyor. Üçüncü dizede ise susmalarının bir anlam taşıdığını anlıyoruz. Alttaki iki dize de ise genel tanımı veriyor.
â??dilimde hançerim kaç cümle yuttu kanlı bastırılmış katliamlı bir halk olur içimâ??
(2)
Şiirin eşref saati...
Şiirin içinde üç ana motif var. (Zaman zaman kendini katsa da şair) Varoş, üç düğme ve olayın kahramanı.
Genel olarak bakıldığında girişte o kahramanı bir külhanbeyi olarak görürüz ki hepimiz az çok biliriz eskilerden, bağrı açık saldırgan genelde ayakkabılarının topuğuna basan korku salan bir tip. Varoşların efendisidir genelde. Bu tanımlamaları niye yapıyorum çünkü şair kahramanın dışında kendini de yer, yer kullanmış ve şiirin içine adapte etmiş. Dilek ve isteklerini kahraman üstünden şekillendirmiş. Şiirin içinde içinde ayrıca;
aşk, toplum ve insan var.
(toplumsal durumu direk ilgilendiren, sosyal yaşamın içindeki ve bu gün dışlanmış bir var oluş savaşı veren, kendini öyle ifade eden bir zümre var. O zümre artık tüm sosyal toplumu kendi hırçın iradesi boyunduruğuna soktu sokacak bir durumda. Sinmiş ve sindirilmiş ya da sindirilmeye çalışan ve sindirildikçe hırçınlaşan topluluğu anlatan, bilinçli yargılayan ve o yargılamada kendini de ortaya koyup öz eleştirilerde bulunuyor şair)
(1)
ıslak kuşların kışa küfrüdür susmaları konmuş göçemeyişin ürkek bekleyişleri yaslandığım dalda varoşça kıstırılır can bir sokakta kanlı bıçaklı öpünce geçmez yaram beni sevdan vurmuştur😙😙😙😙
kaç kez kafa tuttum bu şehre bilemezsin sen en yükseğinde okudun ben terkliyim sana Ah be bir tanem adından her harfi silerken tükendi silgim bırak bıçak yaranı taşısın çözülü üç düğmem🙂
BEN SADECE TEŞEKKÜR EDİYORUM.. GÜNÜMÜN İLK ŞİİRİ... SİZLE BAŞLAMAK ZEVKTİ... BİZİMLE PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN BU GÜZELLİĞİ SAĞOLUN.... HARİKASINIZ👑👑👑👑👍👍👍👍👍
Üç düğme...
1.aşk 2.aşk(ın) 3.aşk(ım)...
cennetle cehennem arasında kaldım gibi..Namluyu hazırlayıp tetiği bir türlü çekememek gibi..Çağrıydı yazılan ama en önemlisi kendisine bir yol bulmaktı sevda için...
kutlarım hocam..👍