Ucu Yanık Ayrılıklar
Ruhumun en ücra köşesi kırık dökük,
Sen gittiğin günden beri,gözlerim nemli,
Neden gidişin hala dün gibi aklımda,sevgili?
Yokluğunu suya yazmak kadar imkansız,
Gözlerim mağrur bakarken gözlerine...
Bir gün gelir anlarsın ki;vazgeçilmez olduğunu,
Aşkın ateş olup dökülmüştür yüreğe,
Ve öyle susarsın ki,sessiz çığlıkların duyulur,
Gidişinden sonra
Otobüs durakları arasında mekik dokumaya başladım
Her gün başka semtin durağında
Her gün başka bir otobüse biniyorum
Belki karşılaşırız ümidiyle
Ama yok sevgili yok
Bu şehir büyük ve insanlar acımasız
Hiç kimse anlamaz sevenin halinden
Artık seni bulamayacağımı biliyorum
Ne otobüslerde etrafıma
Nede yürürken yolda
İnsanlara bakıyorum
Çünkü korkuyorum
Ya başkasıyla görürsem diye
Aradan uzun zaman geçti
Düşünüyordum yine bir gece
Ve ağlıyordum sessizce
Öyle bıkmıştım ki kendimden
Tutup atasım geldi kendimi bir yerlerden
Sonra ne olduysa atıverdim kendimi sokağa
Öyle başım eğik yürüyordum tozlu sokaklarda
Ve sen bir an beliriverdin karşımda
Önce korktum irkildim
Sonra hayaldir dedim ovdum gözlerimi
Karşımda duran sendin
Uğruna deli divane ,
''Züleyha'' olup yollarına akran olduğum...
Sen duruyordun sevgili sen,
Bir kaç dakika önce yaşamaktan vazgeçen
Ölmeyi düşünen ben !
Şimdi yaşamak istiyordum
Aşkın en derin kara köküne
Seninle beraber inmek
Ölene kadar keşfetmek istiyordum
Çünkü seni çok seviyordum
Hemde eskisinden daha çok
Okurken, alıp götürdü: Şairin duyguları, şiirin hissettirdikleri... Gerçekten de kaleminize, yüreğinize sağlık. İnsan, nasıl vaz geçebilir ki sevmekten... Sevgiler, kaleminiz daim olsun...