Ve Kadın Bırakır Çocukluğunu
Anca keyfimin kâhyası olabildiğim zamanlarda
Alışıla gelmiş üç beş muhabbeti körüklemek içindi
Gözlerimin yeşilinden biriktirdiğim kırıntılar...
Mezesi aşk kıvamında olan alkollü gecelerde
Ete susamışlık çeken adamsı siluetler dolaşırdı etrafımda
Ben;
Geceye sus/ardım.
Artık bu deli fikre
Şarkılar bile gereksizken...
Etiğini çekiştirip uzatmaya çalıştığım
O gün dönümlerinde,
Kapı önünden geçen eskicinin ağlamaya yakın bağırışında
Pavyon eskisi uvertür nağmesini duydum...
Konsomatris yalanlarına hasret kalan insan
Böylesi gerçekliklerin karalarından arınmaya çalışırmış
Aman ha;
Yanlış anlaşılmasın,
Kadehte muhabbet kadar yavan sunulan
Elmadan feyizli
Alkol görünümlü koca bir yalan...
Yıllar sonra
İzbe fikirlerin
Ucuz otel odalarının çarşafına bırakılmış kadar
İstemsiz bir kasılmayım zihninde belki;
Kim bilebilirdi ki
Aslından ziyade
Surete vurulan damgaların
Bilinenin aksine silinemeyeceğini...
Hadi ruhum,
Sana yarattığım denizlerin dalgalarını zapt eyle şimdi.
Gücün yetiyorsa,
Tuzunu katık yapabileceğin maviliklerin
Asiliğinden yakınmaya mecalin kalmamışta olsa,
Güneşi düşürme ardına,
Düşürme ki gölgen seni takip etsin,
Sen gölgenin bile esiri olma.
Ve ayna sırrında gizlenen bakışları ayıklamaya başladığında
İç sesinin labirentlerinde kaybolmaya yüz tutmuşsa kelimelerin,
Sağduyunun köşe başına iz bıraktım,
Yüreğin dayanırsa kaldırıp bak;
O koca taşın altında şimdi gözlerim.
/Gereksizde olsa,
________________________Küçük bir hatırlatma,
Gözler yalan söylemez derler anlatılan masallarda./
Yaşımın çizgilerime katkıda bulunduğunu
Fark etmeye başladığım zamanlarda düşündüm,
Kapısı kırık bir evin
Duvarlarının sağlamlığına dua edebilecek kadar tamahkâr olalı
Kaç yıl oldu dersin?
Ya da;
Elleri saçlarına yabancı kadınlar kadar
Özensiz bir hayatın bel kıvrımına düşen bakışları
Neden silkeleme derdinde geçmişim?
Şimdi izninizle;
Perde üstüme kapanmadan,
Kostümlerimi teslim eder giderim,
Ha unutmadan;
Şu uğur böcekli olan anneme verilecek
Çocukluğumdan kalmadır,
En çok onu kullandım
Aman dikkat edin başka koku sinmesin...
Ekim'2009 Aydın...
aylinim, tebriğim çok gerçekten de güzeldi👍👍👍
Etiğini çekiştirip uzatmaya çalıştığım O gün dönümlerinde, Kapı önünden geçen eskicinin ağlamaya yakın bağırışında Pavyon eskisi uvertür nağmesini duydum...
cok cok güzel bir siirdi... tebrikler yüreginize👍👍👍
insan aşkta çocuktur şair... aşkta başlar büyümeye çocukluk... ve uzun bir serüvendir bu..bazen zamansız bir cıııııs düşer... öcüüü geliyor denir...
ki sen onu fark edene kadar gelmştir o sonrası sorgulamanın adımlarının ardı sıra gider insan elinden tutup çocukluğunun
pişmanlık erteesinde gelir durur...
vazgeçiş köşesindedir ama yürümez o insan ona gider.. ki ona vardığında çocukluğu bir şekerci dükkanının önündeki vitrinde kalmıştır..
geri dönüp onu almak mı.. denenmemiştir şimdiye kadar
o nedenledir ki çocukluk aşkın hamlığıdır ilkelliğidir... diye düşündüm şiirini okuyunca..
teknik incelemeye ne gerke var. sokmuşsun çıplaklığını ilişkilerin gözümüze gözümüze..
çocuk kalabilenler en çok büyüyenlerdir..
kutluyorum
şiir gibi şiir olmuş gerçek yaşamla yüzleşiir gibi fazlaca kurgulara yer olmayan ve de imgelere boğulmadan yazılmış hemde. sevgiler saldım sana körfezden
Tadı damağımda kalan , keyifle okuduğum bir şiir 👍 kutlarım cesur kaleminizi ve yüreğinizi 🙂