Visal
Kaya mezarlarında antik bir lahit
Çizilmiş ellerime parmaksız
Cesetin yüzün de unutulmuş izbe bir yalnızlık
Fay hattı derinliğin de çatlamış gülümseme
Birden bire üflenen mum
Ansızın rengini terkenden bukelemun
Kahire sabahında kutsal amip
Dur gitme Gautema
Bu kapının arkasında tanrı
Kendi gölgesine bir tabut
Ve suyun mihrabın da ay
Buz sonra liflerinden oryantal
Cenneti inciten çocuk
Nostradamus
Derine düşmüş büyücü
Antik bir aşk söylencesi değil
Ertelenmiş güz kesiği ellerim
Bin labirent çizgisi çapraz
Kalabalık bir yalnızlık bu oyun
Boynu bükük yazdığım
Çok lifli masal
Yahuda
Yüzün hep eksik kaldı aynalarda
Yorgun bir yontusun artık
Çürüyen dudağı bir yalan öpüşün
Siyah bir çizgide yürürken çatlar gece
Kırılmış bir çağın kapısında
Açık bıraktın bir tabutu
VİSAL
Dünyaya asılı duran
Aykırı bir öyküyüm ben
Sanrı bir şiirim
Gecenin ağzında kuralsız
Odamın ortasında öznesiz gölgem
Gamzelerine salıncak kurdum
Uzanıp yatarsın- yağmursuz akşamlarda
Kentin kuşları- iki yalnızlığa bir mavi...
Öp beni
Deniz yanarken
Kahin olmaya ne gerek ! Cumali Hoca'm yazacak ve millet şiir okuyacak😙😙😙😙