Vurdular Şiiri
Doktor’a;
Pencereleri uyutan gecenin ardından
Bir salkım dalında
Gözlerini kapayıp karanlığa bakmaktı aşk
Gök ölüm kokuyor
Ezbersiz günün ne
Doğuracağını bilmediğim bir Şafak vakti vurdular şiirimi
Dursun diye kalbim
Vurdular bir şiiri
Şiirde ölmekti aşk
Al bir mendille sildiler kanayan
Düşlerimi
Çocuk-yaşam
Şiir-kayıp liman
Satır satır vurdular sayfayı
Satıra düşmekti aşk
Ege'de bir sandal battı
D
a
l
d
I
m
Denize
Ege'de tuz oranı
Yetmişi geçmişti
Kaldırabilirdi fiziğin ağırlığını
Kurtarırım biliyordum
Bu buzul soğuğun nefesinden
On yaşında kız çocuğunu
Gülüşünü kurdelesine yama etmiş
Elleri küçük
Kaşları kara
Gözleri kehribar sıkması
Gül yüzlü’nün
Dizine yasladım başımı
Ağırlık unutmuştu suyun sesini
Suyun derdi vardı
Çürümekti o çocuğun tuzlu gözlerinde aşk
Kriminal raporların çetelesini tutuyor
Beyaz önlüklü maskeli doktor
Kalp ritmine denk gelmiyor
Stetoskop dinletisi
Ciğer ağır yaralı
Gözler savruk Temmuz takvim yaprağı
Gür ve serin sesi ile
Saymaya başladı pencereden
A-Sarmaşık
B-Tan vakti
C-Deniz
D-Mısralar
E-Hiçbiri
Hoyrat bir boşluk
-Canları ayırın-
dedi
Çocuk
Şiir
Yaldızlı gülücük
Limanın sessizliğinde
Ölüme inat
yıldızları vurmaktı aşk...
Not: Bu şiir;tedavi sürecimde beni inatla yaşama bağlayan doktorum ve pandemi koşullarında,hayatını kaybeden ve hala emekleri ile sağlık katan tüm sağlık emekçilerine ithaf edilmiştir.
"göğsümüzün kızıl gülü çatlattı tohumu. portakal çiçekleri öper gibi açmıştı ege dağlarında" .. Ve 'bir mezara çiçek ekmek' diyor ya Şükrü Erbaş, kalbinde uğultuyla dünyaya bakanlara, hayatı ve hayata dair ne varsa güzelleştirenlere, bir tohum gibi umudu çatlayıp çoğaltanlara; gidenlerin, kaybettiklerimizin anısına sevgi ve minnetle. Yüreğinize ve kaleminize her daim sevgiyle, kutlarım.
Cemal Bey, çok geçmiş olsun.