Yağmursuz Çınar
Gölge ağacıyım bir başına
uzak iklimler coğrafyasında
Kimseler anlamaz lisanımı
Küçük serçelerden başka
Sadece onlara anlatırım eski aşk hikayelerini
Kısa bir sohbet karşılığında
Değirmenim, kanatları hasret rüzgâra
yağmayı özleyen bir bulut ya da
öylece dönüp duruyorum
ıssızlık ülkesinin kıta sahanlığında
varılacak en son durağın tam kıyısında
Yıldız tozuyum avuçlarınızda
ışık huzmesiyim sabah alacasında
öperim yüzünü gecenin
ilişirken aralarım perdelerinizi
martıların kanatlarına her defa
Hepsinden geçtim
Yaşlı bir çınarım bu son safhada
Öyle kolay kırılmaz dallarım
Adım ilişir bir sessizlik çığlığına
İşte o zaman tanıyacaksınız beni
yağmurlar bıraktığımda yanağınıza...
*Şiiir işçisinden son dökülenler....*
"Hepsinden geçtim Yaşlı bir çınarım bu son safhada Öyle kolay kırılmaz dallarım Adım ilişir bir sessizlik çığlığına İşte o zaman tanıyacaksınız beni yağmurlar bıraktığımda yanağınıza..."
Çınar olmalı hayatta,yaşlı,genç çınar farketmez..
Dimdik durmalı herşeye karşı..
Kutlarım👑
şiire emek ruhlara hizmet gibi. emeğinize sağlık. körfezden merhaba
Bir kaç yıl önce, gölgesinde oturduğum dut ağacını komşulardan ikisi sinek arı tırtıl ve gölge yapıyor diye kökünden kestiler. Bilirsin biz de alışkanlıktır; çoğunluğun borusunun öttüğü bir yerden dışlanmak. Tüm çabalarıma karşın elbette dinlemediler. Ve sanki damarlarımdan birini kestiler. Kesik damarım ve kütüğü duran dut ağacımla yalnız geceler geçirdik. Ben knuştum o dinledi o konuştu ben dinledim. Sonra bir bahar sabahı kütüğün dibinden filiz verdi. O ara onu kesen komşulardan biri öbür tarafta nasıl hesap verir orasını bilmem. Ötekisi ve öteki çoğunluğun bazılarından selamı sabahı kestik ailecek. Çünkü katil gibi görünüyorlardı. Dostum umut her zaman vardır. Yeter ki minicik bir filiz topraktan fışkırsın. Şimdi o dut ağacına kimse dokunamıyor. Bayağıda büyüdü. Hatta geçen yaz dutlarını bile yemek kısmet oldu. Yüreğine selamlar.
Yok değil mi hiç kimse? Tabi be şak şak dünyası şaşırmadım nedense :)