Yalnız Değilim
Başının üstünde
Olanca haşmetiyle duran gökyüzü bile
Terk eder seni bir gün
Üç beş adımlık zindanda mahpus kalırsın
Yalnızlığın ağına takılıverir elin kolun soluğun
Zamanın heybetine şaşar kalırsın...
Arkadaşların terk eder
Dostun sırdaşın karındaşın bile terk eder
Yüreğini çıra gibi yaktığın yar terk eder
Ne çıralar küllense de yüreğinde
Bir anacığın terk etmez
Avuçlarının ayasındaki dualarla
Arınırsın
Halden bilmez zalim de olsan
Eli kanlı katil de, namert de olsan
Acı gözlü bir ananın yüzündeki çizgilerde
Uslanırsın...
Teninde bir ana kokusuyla
Yüreğinde bir çıngı merhamet olmasa dahi
Gün gelir doğru yolun sokağına saparsın...
Sabaha ilmek ilmek örülürken çiçek kokuları
Bahar bir serçe sabisi gibi dallarıma dolanır
Karıncalar yaşamın döngüsünde birbirine ulanır
Ömür akıp giderken yüreğimin su tutmaz deresinden
Yaşamak urbası birkaç beden büyük gelir üstüme
Eli mahkum uyanışlarımla karanlığım uslanır
Denizin köpükten dalgasına yaslanırım
Günümün ortasına pike yapar kuşlar
Güneşimi uzak ufuklara uğurlarken
Geceme komşuluk eder yıldızlar
Yalnız değilim!
Yanımda anamın aklıma mıh gibi çakılan
Çilekeş gözleri var...
Yumsam gözlerimi çayırların döşeğinde
Bulutlar usulca üzerime çiğlerini yağar
Rüzgârın ninnisiyle düşlere dalarım ben
Yalnız değilim!
Ne zaman rüyaya dalsam
Dizlerinde ruhumu uyuttuğum
Anacığım var...
Ana, söylenişi bile ne kadar yumuşak ve ruha işleyen bir kelime unutmak asla mümkün değil ki sevdamızın baş köşesi baş tacı onlar. Kutlarım yürekten...👍