Yalnızlığım Bozkıra At Sürer Gök Ekini Biçer Gibi
Acıklı sevda türküleri dolanmışken dilime
Yalnızlığım bozkıra at sürer, gök ekini biçer gibi
Kulağımda rüzgar uğultusunu bastıran ak sakallı derin fısıltılar,
- oğul en sıcak toprağı bul
Göz bebeği yaslayacak bir hacerül esved de yok
Saat de yok, takvim de yok
Vaktinden önce doğarak sütten kesilmiş çocuklar gibiyim
Ya ateş karıştıran ahraz çobana bırakacağım adressiz mektuplarımı,
Ya da ayak izlerimi takip edecek dolunayda kurt uluması
Soluk benizli gönlümü ne kadar saklamaya çalışsam da
Kim rast gelse çekik gözleriyle vuruyor kopuzun tellerine,
Neşter çalar gibi umutsuz aşkların şah damarına
Ağaç dallarına bağlanmış renksiz çaputlar,
Uçuşmak için rüzgarların keyfini beklerken
Bir ana toprak kokan elleriyle,
Ölüm meleğine eksik aldığı her nefesini müjdelik veriyor
Sırasının geldiğine sevinen,
Kurbanlık koçlar gibi uzatacağım başımı kör bıçağın insafına,
İnan ki ismailce
Ağıt yakılacak kahramanlığım da yok
Masallar anlatılarak uyutulmadığım gibi
Sık sık üşüdüğümü en iyi sen bilirsin
Ay ışığından sağlam bir örtü at üzerime,
Yıldızları incitmeden dağıt karanlıktan korkan her bebeğin kundağına
Ve çok öksürten bir tabakalık tütün koy baş ucuma en ucuzundan
Zaten ben asyadan hiç göç etmemişim,
Deniz kokusunu bana anlatıldığı kadar bilirim
Acıklı sevda türküleri dolanmışken dilime
Yalnızlığım bozkıra at sürer, gök ekini biçer gibi
Gökyüzünde kartal kanat süzülür deyişleri recm edilmiş bir ozan
Issık gölü kan kokar,
Ana rahmine vakitsiz düşen karşılıksız aşklar yüzünden
Hissetmediğini bilsem de,
Burun kıvırdığın o bozkırın tam ortasına kurup masayı,
Kokulu mumlar yakıyorum
Ben hala bembeyaz gelinliğin çekik gözlerine bakıyorum
Farklı bir şiir.
Ben beğendim, kutlarım...
👑