yastık çukurlarına sinmişti ayrılığımız
orada çınlar hala güllerin bize bıraktığı hatıra
ilk bakıştaki o müthiş korku,
kahverengi gözlerindeki sevişmeler
güpegündüz,
diz çöküp teslim oluşumuz aşkın önünde
öylece bakarak bülbüle
gülün endamını hayra yoruşumuz
/ başımızdan geçenlere gelince
saatleri savurduk da anlayamadık değerini
her şeye evet derken içimizden /
kaçan trenlerin hesabını sorarken birbirimize
kaçak bindiğimiz vagonlar her defasında ihbar etti aşkımızı
vakitsiz susmamız lazımdı
sonumuzu baştan yazabilmek için
en ayıbından bir öpüş,
mühür olacaktı tutanaklarımıza
günaydınsız kaç sabah bekledi bizi
ağrılar tıkışmışken sol yanımıza
topladığımız yağmurlar bile yetmeyecekti
aynalarda yalnızlığı bulduğumuzda
birbirimize asıl söylemediğimizse
ya yapraklarımız sararırsa ?
bilmezden gelmelerimiz bir tarafa
yastık çukurlarına sinmişti ayrılığımız
doyuramadık içimizdeki yetimi
gülme hakkımızı kullanırken bile
düşünceliydik
belli ki;
sağlam surlar lazımdı
fırtınalı baharlar için
aklın hesapları hep yanlış çıksa da
bir iz düşse de sevdamıza
ağlıyor
ağlıyorduk
oysa;
ağlatmamalıydı bizi iç acılarımızın toplamı
ateşi aşk eyleyen dudaklarımızda...
yastık çukuruna sinen ayrılık..ne güzel bir anlatımdı öyle..
tebriklerimle..
Sağlam surlar ne zaman lazım değil ki?
Geçen günlere sığmayan anıları hatırladım birden.
Çok hoş, akıcı, kadife yumuşaklığında bir şiir daha.
Teşekkürler Kraliçemiz.
tebrik ederim
Ah nebilem ne duygusal bir kalem böyle.. çok içli ,sevdanın bamteline nede naif dokunmuş..
Kalemin daim olsun şairem...Çok güzelllll
sevgili nebile bu nasıl şiir.. tüm yazdıkların hep aynı şeyler... 320 filan hepiciği aynı..
şimdi gidiom maç izlicem.. dua et te fener fark atsın yoksa yine gelecem maçtan sonra.... dua et .......:)