Yatağı Sürgün Düşler
sana bahsettim mi hiç
kendinden menkulum
hüznü yamanım
cennet kuşum
pencere kenarıma koydum menekşelerini
eşyalar sensiz eskiyor,
üç günlük ömrün ikincisinde
acabalarımın elleri buz
çengi zillerinde bildik umutlarım
balık ekmeğim ayaküstü,
saçı sakalına karışmış meğerlerde
beti benzi sarı düşlerimin
halim bildiğin hal
aşk/sızım
ıs/sızım
çok yalnızım
sana bahsettim mi hiç
hükümsüzüm
eninde sonundam
zimmetlim
şimdi burada kış
yalnızlığı gezdiriyor kenarlarım,
vurgunu derin sularda
kum havuzumda kum,
sana dairler
ipleri dolaşmış salıncakların
boş tahteravallilerde,
aşağı yukarı aşk
gelin utangacı,
gözleri kömür hüzünler
dağlanır içim etekleri kar
allanır,pullanır
havuç takıntılarında kardan adamlar
sana bahsettim mi hiç
gözlerini kaçıranım
aldırmazım
eh bem
hiç önemi yok olmayışının
şimdi lodos zamanı gülüp geçmelerin
olmaz akdi
çığlığa bulanmış martıların,
kerahat vakti
çözüyor palamarını gönülden efkar
bir ufak aslan sütü,
yatağı sürgün düşler
peynir beyazıdır
pilaki sarısıdır
envai çeşittir şimdilerde yar
kaş,göz işaretidir,
iki şiirlik aşklar
şişe dibidir,
dilde pelesenk yalnızlıklar
gündüz zifiridir
canı cehennemedir
sana bahsettim mi hiç...
Burgaz .2009
emsalsiz yorumuyla şiirime ses olan
sn.Birsu Canyol a sonsuz teşekkürler.
öYLE ÇOK VE SIKILMADAN mUTLUGİL OKUYORUM Kİ SON ZAMANLAR ALTINA ŞMZA ATMASA BİLE TANIRIM KALEMİNİ.sAYGILARIMLA USTAYA.