Yazgı
I-
Kürek kemiğime yaslanmışken dul dağ
Gülüşüm yeşersin istedim, közü kalmış orman misali.
Annemin yazmasına sinmiş kirli keder,
Yüzümü suladım baba, bir ilkindi vakti.
(Annem kirpiklerimi karanlığa bağlarken,
Çocuklar mavi ağladı.)
Orayı
Unutamıyorum!
II-
Secde de küflenmeye bırakılmış
Dua'nın sesli harflerine gömülmüş zaman,
Kim sürgü çekse ağzına, sessizlik kursağını deşiyor.
Sahi,
Çıldırışın koynunda öfke uyur mu?
Yarama sus payı bırak baba,
Ölürken acı çeksin istemiyorum.
III-
Toprak kaburga kemiğimi kucakladığında
Gökyüzünü öpüp başıma koydum
Cehennem tozu yutmuş kızgın ayaklar ezip geçtikçe gölgemi,
Ömrüm ağrıdı.
-Meleklere şirk koştum-
Baba...
Söylesene?
Habil'i öldüren Kabil'in vicdanını sattığı karganın soyu
Neden insan nefsine karıştı?
IV-
-Burada bir itiraf-
Rivayetsiz yağan yağmurun telaşı toprağı silkelediğinde
Yaşarım sandım
-Mezar taşım uyandı-
Ve babacığım bilmiyorsun
Bu kez amiral çamurda battı.
Tam Hakan kalemi . Her daim okumaktan keyf aldigim , düz yazi ya da siirle hep kendi topragina ceken kalem . Tebriklerimi birakir öyle giderim .
Duygular zirvede içtendi kutlarımm👍👍👍👍
ruhumun boş dönmediği ender sayfalardan
teşekkürler şair
tebriklerim çok👑👑👑
kurgusu, anlatımı, örgüsü ile tamamı ile usta işiydi 👍👍👍👍 hakan özlemişiz kalemini arayı açma bence😙
tebrikler şair yüreğine👍👍👍