Yıkan Gölgesinde Ağlakların
C/anımsın diyerek esinirken benlik
Kim sarsacak içimdeki seni ...
Bir yudum göz yaşı dilenirken
İner sunaklarından bezgin bir duruş
Sallapati gezgine dönüşür sentezlerim
Dur der şeytan gözlerimde
Kal ki yalanı tanı...
Ne yağmur süpürür vakti günahı
Ne de tufan sürür yokluğun izini
Nuh der sözlerin gülüşlerinde !
Eğik açılar oluşturur ruh
Gün düşen dönmelerine...
Duyan var mı?
Sokrates'le düşündük maviyi
Ardından kızıla döndü veda
Tutkun el reveranslarına
Vurduk kahkahalarını
Gördük ki susmuş bakışlar
Al götür varaklarını sevdanın
Seslen huma kuşlarına
Sıyır benliğinden kaçışlarını da
Yıkan gölgesinde
Ağlakların...
Işın ergüney şiirleri her zaman farklıdır.
Onları her defasında üst üste birkaç kez okurum.
Sonra durur düşünürüm.
Şair hangi duyguların gölgelerine sığınmıştırdizelerinde?
Ya da neler anlatmıştır en güzel imgelerle oynayarak?
Hangi mutluluğun, ya da hangi hüznün resmini yapmıştır, karakelem, çalakalem?
Ben ayrı bir tat bulurum onun şiirlerinde.
Anlaşılır, anlatılmaz...
Yüreğime kaydederim, ya da alır giderim...
Şimdi de öyle yapıyor, alıp götürüyorum.
Bir değil, pek çok kez okumak için...
Gönül dolusu tebrik ve teşekkürlerimle...
Siir ikliminde
mavi bir düs imgesi
su da düs izi
ustada dan
geceye ezgi
yürekten kutlarim
saygiyla
Duyan olmadi ... Nitekim ; kalanlarin tümü lal , gidenler hep sagirdi . Düsmeseydi kaleme , kimse duymayacakti... Cok güzel olmus ...
Evet, evet yazamazdı başkası🙂 İşte "Işın Ergüney" farkı... Saygım ve sevgimle.
Ben şimdi tebrik etmeye kalksam dayak yerim :) Ama nıye ! Böylesi bir şairi tebrik eden anca dayak yer :)
Kalemine sağlık abi Saygılarımla.