Yıldızlarımıza İyi Bakın

İntiharın eşiğine takıldı pabuçlarım az önce
Hani o, kırmızı, tokalı pabuçlar.
Bir sonbahar ayazında öptüğünüz kadının
kucağında kalmış çocukluğumun değerli hediyesi.
Ayaklarımın dibindeydi gölgeniz:
Duvara yansımış, heybetli, bir o kadar kırgın.
Gözyaşınızdı, duvardan dökülen.

Şiire bulandığım o günün sarısında
Yamalar iliştirdim yüreğimin eksik yerlerine.
Kuş tüyünden kanatlar yaptım
Her iğne darbesinde, siz kanadı
Sıraya dizdim size dair kelamlarımı
Öldü hepsi birer birer:
Elime aldığım silahı, sevmek sanmışım...

Tabutlarımı ceviz ağacından yapmıştım
-ceviz ağacının uzundur ömrü-
Her birine suretinizi çizdim
İntiharım, beni size getirsin diye.
Tuttuğum dileklerin yamaçlarında
Konuşmaktan bir adım ötesine düştüm
Rüyaya bulanmış acının yıldızsız dehlizlerine...
Ben şimdi nasıl dilek tutacağım?

Merhaba bayım.
Geç kalınmış bir tanışmanın boyunduruğunda
Ellerinizi öpmek geliyor içimden.
Tenimde yıldızsız bir gece
Geri dönüşünüzün umudu az önce düştü cebimden
Fotoğrafınızı görmüştüm birkaç yerde
Şimdi üşüyor anılarım.
Kucağınıza verilmiş kız çocuğundan bir adım ötede
Fail-i meçhul katillerimi öldürmüş bulunmaktayım.
Ben bir suçluyum bayım:
Size döndüğüm yüzümü dualardan sakladım.

Atlasvari taşıyordunuz ruhunuzu sırtınızda
Bedeninizde takılıp kaldım.
Öğrenemedim isminizi, bakın kaç yıl oldu.
Şimdi uzaktasınız, biliyorum
Mahşere saklarsınız sarılmalarımızı.
Biz kör bakışların ardındaki gözlerdik, bayım.
Fitne fesatın göbeğindeki iki ak ruhtuk.
Biz kavuşamadık, rüyalarımızdan ötede.
Biz, bir baba, bir de kızdık.
Hiç tanışmadı sevgilerimiz.

Size çok kırgınım, bayım.
Sözleriniz vardı, denizden çıkarıp mangala atacağınız
Bir köy evinde kafa kafaya verip
Tenlerimizde şefkati bulacaktık.
Dudaklarımızdan kayan yıldızlar umuda dönüşecekti.
Hayallerimiz vardı, kucak dolusu.
Bir hastane odasından çıkamadınız!
Sancılı gündoğumlarından aşağı attı kendini hayaller
Şimdi ben nasıl hayal kuracağım?

İntiharın eşiğine takıldı bakışlarım az önce
Hani o, nefret bileyen, varlığınızı kınayan bakışlar
Ilgaz'ın yeşil elbisesini gördüm gölgenizde
Manzaranız şahane.
Dönmek de istemezsiniz siz, şimdi.
Elleriniz öpmek geliyor içimden
Toprağınıza çarpıyor dudaklarım.
Bir ricam olacak, bayım:
Yıldızlarımıza iyi bakın.

22 Kasım 2010 56 şiiri var.
Yorumlar (8)
  • 14 yıl önce

    👍👍

  • 14 yıl önce

    güne düşen şiiri ve şairi yürekten kutlarım👍👍👍👍

  • 14 yıl önce

    Değerli ortaklığınız ve vaktiniz için çok teşekkür ederim. Kelimeye değer katan yazandan çok okuyandır.

    Saygılar. 🙂

  • 14 yıl önce

    güne düşe yüreksesinize selam olsun sağlıcakla kalın

  • 14 yıl önce

    Merhaba bayım. Geç kalınmış bir tanışmanın boyunduruğunda Ellerinizi öpmek geliyor içimden. Tenimde yıldızsız bir gece Geri dönüşünüzün umudu az önce düştü cebimden

    Ötekileştirilmişliğin dikiş tutmaz yanları Ve kanatılıyor faili meçhullerin yarası Sorgulanıyor karanlık kasırga gibi geçen Eylül fırtınası! Ve birilerinde yine o umutları çalma hevesi sorgulanıyor dizelerde.

    Beğenerek okudum. Tebrik eder, Sevgiler, saygılar sunarım.