Yüzümde Eşek Sıpası Bir Gülümseme
Geride bıraktığımızın gülümsemesini çalmıyor mu gelen.
Üzgünüm;
Ne zaman gideceksin dediğim yerdeyim.
Martıların sesi,
Denizin dalgası,
Rüzgarın uğultusu.
Mutluluğun resmini çizdiğimiz o iskelede gözüm.
Başka aşıklar var
Hem onlar daha özgür
Sesleri daha gürültülü
Kahkahaları daha çok
Belki de günahları daha azdır..
Kaldırım kenarına bıraktığım sevdamın arkasını topluyorum işte..
Beklemiyorum gelir misin diye.
Gün seni doğursun yeter
Haa bir de,
Akşam güneşi batsın
Kızıllığı yüzüne vuruyordu ya
Öyle işte..
Bugün kahvenin tadı başka
Az şekersiz içiyorum.
İçimde anlamsız bir sen var
Yüzümde eşek sıpası bir gülümseme
Üşüyorum
Epeyce soğuk.
Gidiyorum
Zaten öylesine gelmiştim..
Deniz bugün çok berrak
Durgun
Öyle hırçın dalgaları yok
Dinliyor yani
Aşıkları
....
Şeyy..
Sevgililer günün kutlu olsun..
'Şeyy..' biraz değil çok ağır olmuş bu.. iyi ki ben değilim adımın 'şeyy' telafuzu çok koyardı..'eşek sıpası gülümseme' bunu sevdim işte.. şiirde başlık vurgusu çok ayrı bir değer ..ki, sırf başlığı ile unutulmazdır bazı şiirler.. ' ben sana vurgunum' atilla ilhan.. gibi .. savaşlar generalleri ile, filmler yönetmenleri ile..anılır.. tabi ki de binalar müteahhitleri ile değil mimarları ile anılır.. bu başlık bu şiir;filizce... saygımkere sevgimkere
güne batmak, geceye yine hüzün, yine sen katmak mesele değil "Gün seni doğursun yeter" ...