Zaman Ağrısı
...
aynı zamanda
sinemde 'yaz' dedi batan güneş
hükümet at koştu
avrat vurdu
dudakları yardı yavan ekmek
vuruldu yoksul ve yoksun
önce bir türkü gibi bakakaldık...
tabi dal kiraz vermezse bodur kalır çocular
denmişti delirmeyi ağır kusurlu saymak kolay
deli ''sevgili güllük'' dedi
''insanlar sabahları uyanırlar. güneş sabahları doğar. insanlar işe giderler. ayakkabı giyerler. bazen lacivert, bazen siyah, bazen beyaz arabalara binerler. bazen de kahverengi ayakkabı giyerler. hava vardır. su vardır. bazen yağmur ya da kar yağar. kış vardır. kışın hava erken kararır. evlere gidilir. çorba içilir. şeftali yenir. insanlar pazen ya da başka kumaşlardan dikilmiş pijamalardan giyerler. pikniğe gidilir. at vardır. en çok kahverengi ya da ona yakın renklerde atlar olur. bazen taksi tutulur. kuşlar havada uçar. yer vardır. ona basılır. yaz olunca denize girilir. balıklar yüzerler. yeşil vardır.''
hepsi bu işte çoğunlukla tek başına da değildik ki
çirkin yoksunluğun içinde
yaşamak diye-diye
yani içte
yani delirmek şiddeti öpe-öpe...
yaşamak delice yaşamak sonsuzluk gibi yaşamak aşk ile tebriklerimle çok harika bir şiirdi sevgiyle 👧
Evet Ahmet Bey, söylemeye dilim varmıyor ama neredeyse insanlıktan yoksun bir topluluk olacağız, elbette yoksulluğun ve hiçliğin tavan yaptığı bir güne uyanmak kadar acı bir şey olamaz... Paylaşım için teşekkür ederim, selam ve saygımla...
Zaman akıp gidiyor ve hayat genellikle yoksulları tüketiyor çarkları arasında. Oysa onurlu ve biraz da rahat olmalı yaşamak. Tebrikler Aslı hanım içtenlikle...👍