Zaman Durup Güneş Yıkılmadan (kerbela)

Ağır ağır geliyor sessizliğin karşı kıyıdan
Ateşten gömlek hayalin
Garip bir korku düşüyor içime
Tutunacak kelime bulamıyorum
Susuyorum .


Kulak veriyorum....
...............................
Kayaları titreten bir çığlık kopuyor önce
Ve fırtınanın ayak seslerini duyuyorum sonra
Kapkara bulutlar telaşla dolaşırken şimşekler gözbebeklerine saplanıyor
Çok! çok korkuyorum
Allah ?ım sen beni koru! Diyorum.
Bu kara iklim kaça mal olacak.......



Susma/sana....
Söyle/sene....
Hayal mi oldu felluce
.....................
.....................................
İntihar etti dudaklarında yeminin öyle mi?
Peki... elin varıyorsa anıları da göm necefe
.......................




Artık !
Kalbine dönmeyecek Anka kuşu

Gün gelecek
Seninde içini kara kargalar yiyecek
Ben dağlarında ?'Kün,, ile çıkacaksın bir huşu yokuşu
Ama yolun sonu hiç gelmeyecek



Gözlerinden tahliye olurken
Ruhum sana emanet
Sersem bir özgürlük yarıyor içimi
Bir bilsen!
İncir ağacı gibi gamlıyım
Sanki marşı susturacak bir damar havasıyım




Hadi !
Kuşlar terk etmeden göğümü
İlkbahar sürüklenmeden saçlarından
Kır dudaklarının zincirini
Zaman durup güneş yıkılmadan
______________Son iki dakika daha yaşa kerbela yüreğimi

17 Aralık 2009 60 şiiri var.
Beğenenler (21)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (56)
  • 15 yıl önce

    Her yönden güzeldi Güner kutluyorum yüreğini. (bugün söylenecekler yarına kalırsa ağırlığını kayabedebilir)