Zül

Umarım,

Pürüzsüz yüzünün gölgesine çizmekti hayalimi
Ellerimin kırığına döşenmişti sıcak nefesin
Hani dudağının kıyısından içmek vardı yağmur bulutlarını
İliklerime boşalımı durdurmalıydık sancılı can sularını
Gamzelerinden sıyırmak vardı ikindileri
Gölgeye çıkarken kirpiklerinin gözlerine bıraktığı gizemi


Aşkı çalmak vardı yüreğinden
Bedenimin başıboş durumuna sürerken içli bir beste
Dudakları kan kırmızı şerbetine bulanırken ilahi kudret
Efsunlu bakışlarında yakalamaktı bana dair uçurumları
Seni
Tutku ötelerinde beynimin prangalarına vurmaktı ilelebet


Ellerimin coğrafyasında kırk ikindi yağmurları
En derinimimde teninin ıslak duruşu
Kaçıncı parşömene çizip çizip benzetemediğim resmin
Gecenin mahremiyetine kaçıncı kapı çalışım
Sevişme inkardır dilimde
Hani bir bedende ıradığımız kaçıncı karanlık


Umurum,

Tutmak istemendi umutlarımın bir ucundan
Karaya çekilen ruhuma bir beyaz renk sürmekti sevinin bilmecesinden
Koyabilmendi nefesini dudaklarımın en utangaç yanına
Tüm saatleri ayrılığa susturmaktı
Güneşin yakarından


Ruhumun sur'unda buğulu nefes vermendi
Durup durup yeniden başa aldığın ayrılıklardan
Yüz çevirmendi kirli aynalardan