8 Mart ve Yılların Geleneği
8 Mart yüzyıldan daha fazla bir süre önce tarihte yerini aldı. İlk başta kadınlar oy eşitliği, çalışma eşitliği gibi haklar istedikleri için 8 Mart protestoları başladı. Şimdi dönüp bakıyoruz da kadınlar bugünlerde sadece yaşamak istiyor. Yüzyıl önce ikinci kuşak haklarını arayan kadınlardan birinci kuşak haklarını arayan kadınlara...Ne ilerleme ama değil mi?
Türkiye'de yaklaşık on yıldır kadın cinayetleri var. Her yıl nerdeyse 400 kadın ölüyor. 400 KADIN. Bu on yıl önce başlayan sorun için çözüm ne, nerede? Çözüm için bir yola çıkıldı mı? Bu çözümü kim sağlayacak, nasıl sağlayacak?
Bu cinayetler politik mi, kültürel yozlaşmanın sonucu mu yoksa tamamen farklı bir sebeple mi ilişkili? Bu cinayetleri durdurmak için, "Her şey ailede başlıyor yaa." deyip topu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına mı atacağız? Yoksa "Eğitim çok önemli." deyip Milli Eğitim Bakanlığına mı atacağız?
Bugün 8 Mart. Büyük ihtimalle protesto yapanlarla dolacak ortalık. Çözüm buysa âlâsını yapalım. Ama ben yıllar önce Özgecan Aslan anısına yapılan protestoda taciz edilen ve sesini çıkaramayanları da gördüm.
İdam gelsin diyorlar. Çözüm böyle olacaksa gelsin. Ama sosyal medyanın gücüyle adaletin çarkının döndüğü bir yerde asılacak kişileri de mi gündem olan videolar sayesinde bulacağız?
Kızlarınıza kendini korumayı öğretmeyin oğullarınızı eğitin diyorlar. Çözüm buysa eğitelim. Tüm erkekleri toplayalım, kadınları öldürmemesi gerektiğini anlatalım. Yıllardır bilinçli, bilinçsiz zihnine kazılanlar kadar etki edebilir miyiz?
Silahlanalım diyorlar. Kadın cinayetlerinin birçoğu silahlarla gerçekleştiriliyor. Kendinizi korumak için aldığınız silahın yanlış birinin eline geçmesini önleyebilecek misiniz? Veya masum birini vurmayacağınızın garantisi var mı?
Çözüm ne ben bilmiyorum. Ama soruyorum. Ne yapmalıyım, ne yapmalıyız? Nerden, nasıl başlamalıyız bilmiyorum. Sadece başlamak gerektiğini biliyorum. Hep beraber, hakkıyla yaparak.
Benim aklıma gelen tek çözüm özümüze dönmek. Başarabilir miyiz bilmiyorum. Ama bu coğrafya yıllarca medeniyetin beşiği oldu. Geçmişimizden bir, iki parça birşey öğrensek bile eminim katkısı olur.
Mesela, Osmanlıdaki harem eğitim sistemi hakkında herkes hemen bir yüz devirir utançla veya dalga geçerek anlatır. Aslında haremde yetişen kadınlar saray dışından beylerle evlendiğinde evlenip gittiği yerin "Saraylı Ana"sı olurlardı. Saray kültürünü yayarlardı. Koskoca Osmanlı toprakları ve buna rağmen saray kültürüne aşina bir halk. Ne alaka diyebilirsiniz ama emin olun bunlar az biraz şeyler değil.
Mesela, İslamiyet. Maşallah herkesin dört eşten ve Aişe Validemizin genç olmasından haberi var. Ama kimsenin cinsiyet eşitliğinin ilk örneklerinin İslamla geldiğinden haberi yok.
Herkes işini hakkıyla yapacak. Padişahın korkutmasına pabuç bırakmayan Şeyhülislam Efendi gibi. Herkes elini taşın altına koyacak. Fransa'da uygunsuz gördüğü şeyleri engellemeye çalışan padişah gibi. Taraflaşmadan, örtbas etmeden birleşeceğiz. Tek çözüm ihtimalimiz bu!
Derin bir konuyu kısa cümlelerle anlatmanız bile çok önemliydi.
Tabii ki bu cinayetlerin tamamı politiktir .
Tebrik ederim Nilay şairim. Daha nice güzel yazılarınızı okumak dileğiyle. 🍀
Protesto etmek çözüm için bir ilk adımdır aslında. Ortada bir sorun olduğunu dile getirir. Bir karşı duruştur. Ve bu mücadeleye katkı sağlayan insanlara haksızlık olmuş yazının giriş kısımları. Çözüm önerileri eksik olabilir ama 'çözüm bu mu, bunlar mı' diyerek, sonrasında ' çözümü ben de bilmiyorum' demek, sonrasında da 'asıl çözüm öze dönmek' demek akıl karıştırıcı. Sizinki de bir gözlem ve bir çıkarım. Kadın cinayetlerini protesto eden diğer insanların yaptığı gibi. Güncel bir konuyu işlediğiniz için bir kadın olarak, bir insan olarak teşekkür ediyorum. Sevgiyle.