Ağır Para
Akşam düşmek üzere şehre, uzun bir yolu yürüyor çocuk/genç/adam.
Herşeye sayılmaya müsait bir yaş işte on yedimi, on sekizmi, on altımı her şeye sayılmaya müsait işte.
Elinde beş milyonluk var sıktıkça sıkıyor kağıt parçası sıktıkça sıkıyor, hava tam Konya'nın havası, öldüresiye soğuk. Gözyaşı sıcak akar bilirmisiniz? O sebeble olsa gerek hiç üşümüyor buz tutmuş ayakları elleri, bir bere vardı elinde aslında ama hırsından fırlattı attı elinden çocuk/genç/adam.
Ağlıyor canı acıyor içinde birşey kavgaya doğru sürüklüyor hırsla ağlıyor elindeki beş milyon ağırlaştıkça ağırlaşıyor. 5 milyon,hırs,ağlamak ve çocuk/genç/adam.
Yakası açılmadık gerçekçi KÜFÜRLER..
Biraz önce sıcak bir evde,sıcak bir sofrada, davet edilmediği sofrada ve davet edilmediği bir evden aldı o parayı hayatının en zor en ağır parası.
Sadece paraya ihtiyacınız olduğu zaman arıyorsunuz bizi, bizde bir ev olduk artık ihtiyaçlarımız var bizimde. Tavuktan bir parça daha koparırken bunları söylüyor. Paraya sahip olan kişi. Tavuk/para/çocuk/genç/adam/yoksulluk/hırs/küfür/çaresizlik..
Çıkıyor oradan hemen parayı sıkıştırıyor elinde hala, bu olanlar hep benim suçum diyor kendisine yüklüyor gene bu sözleri.
Ne kadar zaman geçti, ne kadar yürüdü hiç bilmiyor. İki paket kısa maltepe alıyor bakkaldan koşar adım çıkıyor merdivenleri evine doğru.
- Ablan parayı verdi değilmi diyor adam, o sigara paketleri ve artan parayı önüne koyarken.
- Verdi çok selamı var yarın birgün bende uğrarım dedi çok selamı var.
Tıkanıp ağlıyor odanın birinde en ağır para gözlerinin önünde.
Para/hırs/abla/abi/baba/anne/tavuk/maltepe/yoksulluk/çaresizlik/devamsızlık/terk-i insanlık...
osmanaktas