Ah Edirne'm..
Edirne denilince, Selimiye ve Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin anlaşılması durumu; Edirne'nin bugünü ve geleceği için bir şeyler yapma çabası olanların, etkinlikler konusunda hangi alanlara yoğunlaşmaları gerektiğini anlatır..
Selimiye'yi evrensel gözle görerek dünya tanıtım vitrinine taşıyan anlayışın, Kırkpınar'ı yerel çabaların çoğunlukla kişiselleştirilen ve kaş yapayım derken göz çıkaran tanıtım olanaklarına bırakmayı seçmesi, o anlatımın Edirne sevdalılarınca bile yeterli bir dille anlatılacak ölçülerde anlaşılmadığını gösterir..
Her yönüyle ulusal ve evrensel çapta tarih ve Edirne olan bir etkinliğin, Edirne'nin evrensel vitrinine taşınması çabalarında, yerelin kıt kanat olanaklarıyla idare etmek seçeneğiyle baş başa bırakılmasının öncelikli sorumlusu, Edirne'nin yerel çözümlerinin insan dinamikleridir çünkü..
Son yıllarda Kırkpınar etkinlikleri sürecinde yaşanan düzenleme sakarlıkları ve etkinliğin parasal kaygılarla giderek panayır görüntüsüne bürünmesi; yerel değerlerin anlatımı konusunda kafası hiçbir zaman net olmayan ve bunun bir yansıması olarak ortak tavır oluşturamayan, o çözüm dinamiklerinin biraz da bu durumları yüzündendir..
Bir düzine sorumlusu olmasına karşın, uluslar arası değerdeki bir etkinliği panayıra çevirmeyi, ancak ve ancak bizde ki çözümlerin insan dinamiklerinin başarabilmesinin sırrı buradadır.. Bu bizimkilere özgü başarının, hayatı kolaylaştıran gelişmelerin varlığında, hala dersler çıkarma özürlü sonuçlar ortaya koyması ise; lafta çok şeyler başarır görünüp uygulamada şaşakalan kovalakların, düzenlemelerin her aşamasında akıllı fikirli önerilere kulak tıkamaları sayesindendir.
Uluslar arası vitrinde her açıdan tam bir yerel değer zengini olarak var olabilecek bir kenti, bize özgü yıkıcı siyasetin hesaplaşma alanına çevirerek, özellikle devlet hizmeti gerektiren alanlarda kasabalılaştırma yaklaşımının sonuçlarını da unutmamak gerekir.
Ankara merkezli malum siyaset ile yukarıda altını çizdiğim, yerelde ortaya konulan Edirnelilik anlayışının bir eseri olan bugünkü Edirne görüntüsü, bir çoğumuza Selimiye perspektifinden bakınca muhteşem görünebilir.. Ama o muhteşem görüntünün ilk izleniminin verdiği duygusal yoğunluk etki gücünü yitirirken, nasıl bir Edirne gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldığımızın da bir an önce farkına varalım artık.
Yakın gelecekte, 'Ah Edirne'm!..' dememek için..