Ah!, O Bekleyişler
Bir insanın dünyaya gelişini beklemek gibi sabırla ve sevgiyle... Yolcunun gideceği vasıtayı, treni, uçağı gidilecek ne varsa... Zamanın kapısı örselenir ama, nafile biraz bekle! Bazen isyan dalgalarına bazen türkü notaların dönüşür beklemek...
Toprağa atılan tohumun toprakta bütünleşmesi, tomurcuklanması sevgi yaprakları çıkarmasını hatta çiçek açmasını ve meyve vermesini beklemek geçen zaman... Kariyerinin en önemli aşamasında aylarca çalışıp sınava girdikten sonra verilen emeklerin karşılığını umut ve heyecanla beklemek bir çocuk gibi kıpır kıpır...
Oğlunu vatan için gönderen bir ana bir nişanlı kızın beklediği zaman kanaviçelere işlenen bir nakış gibi desen desen örülür, beklenen zamanı vatanı görevi için nöbette olan ana kuzusu da bekler ama, karşılıksız vatan toprağı için sınırda; tepede, denizde bir kartal gibi havada... En anlamlısı olanda bu...
Şairlerin ilhamların geleceği gecenin düş vakitlerinde beyitler kurmayı beklerken, yazanlar girişinden sonuna kadar yazdığı yazıya nokta koymayı bekler masa başında mum ışığının altında büyüyen titrek gölgelerle....Çocukların bayram sabahlarını bekleme ne kadarda uzundur yazın kısa gecelerinde yetimlerin bir ömür beklediği babasının son bakışlarında takılıp öylesine bekler hüzünle...
Bir sokak arasında arabasıyla tatlı satan tatlıcı, dükkanın önünde bekleyen emekçi, iyi günlerin hatırı olan köşe başındaki bir çiçekçi, dönüşü bekleyen yolcu, öğretmenini bekleyen öğrenci, ramazanda iftarı bekleyen oruçlu, kirada değil kendine ait bir evde mutlu oturmak için evinin yapılmasını bekleyen hane halkı beraber bekler, oturdukları emanet yuvasında!..
Ah!, o bekleyişler... Bir hastanede gelecek iyi bir haberi umudu bekler tüm bekleyenler gibi... Hasta iyileşmeyi sağlıklı olmayı bekler geçen gündüz ve gecede günlerce yattığı yatakta kafasını koyduğu aşınmış yastıkta... Hasta yakını iyileşmesini bekler mesken tuttuğu koridorda, hastane bahçesinde, şehrin bir yerlerinde... Bekleyişler kırıntılı vardiyalara dönüşür kalabalık şehirde... Kırgın kasabada... Kaybolan köyde...
Doğan çocuğun emeklemesini, konuşmasını, ayağa kalkmasını, yürümesini, koşmasını, oynamasını, okula başlamasını, okuma - yazmasını, sınavlara girmesini, başarılı olmasını, evlenip çoluk çocuğa karışmasını, kendi ayakları üzerine durmasını nihayetinde güzel insan olmasını bekler, beklenir yaşanan yerde...
Beklemek sabırdır; bekleyen kazanırmış beklediği neler varsa!.. Çalışarak, bakarak, yazarak düşünerek bir şeyleri bekliyoruz. Ah!, o bekleyişler sevgi ve sabırla yoğruldu mu 'kazanan' bekleyen olurmuş ama, önce sabırla bekleyen kişi olmak gerek!