Ahvâl - Vicdanı Köpekler Yemiş
''Korkunç bir gölge dünyayı karanlığa sürüklemek için pusuda bekliyordu. Er ya da geç cehennemin kapıları dünyaya açılacak ve insanın içindeki cani, kötülüğünü yaymak için uyanacaktı.''
Gözyaşlarınızdan mezara gömülmek istediniz mi siz hiç?
Bugün ben bunu diledim. Kent Sanat Sokağı'nda. O an içimdeki binlerce çocuk aklımın kaos damarlarından kendilerini darağacında asmak için benden çıkıp salındılar göğün kan evinden. 3 ila 5 yaş arasındaki oğlan çocuklarının dilendirildiği bu anda VİCDAN kayıpları oynamaktaydı. Ah gelmişine geçmişine bir dolu dua kurşunları uçurduğum bu yeni kent de ki ilk günlerimde acaba bu durumlara kalbim dayanacak mıydı?
Nasıl oluyor da bizlerin gözünden sakındığı evlatlarımızın başka anne ve babaların çocuklarını bu iğrenç ötesi olaya mecbur ediyorlardı? Aklım yine kendi kendini öldürdü. Katillerimi toplayıp canlı mezarıma göm mezar bekçisi.
Cehennemin asıl giriş kapısının bu dünya olduğunu anlamak ve bilmek sınırda ihlâl edilen mayın tarlalarından hiç bir farkı yoktu ruhumda. Küçük bedenlerin ulu orta dolaşıp dilendirilmesi ya da küçük kalplere tartı tutuşturulup para kazandırılması insanlık ayıbı ya da satılmış akılların para makinaları olarak görülen kutsal emanetleri hiç sayarak ve merhamete kurşun sıkıp öldürülmekteydi, küçük bedenlerin çocukluk hayalleri. Yazık çok yazık...
Bedenimin emanetinde Kürt çocuklarını ayırt et yazmıyor. Ya da Yahudi ya da Ermeni ya da Yunan. Yürüdüğüm ara bir caddede ''yalnız Tanrı affeder'' yazısı o an tüm bu olayların ana firkriydi. Evet ''yalnız tanrı affeder'' di. Dilerim bu çocukları bu durumlara sürükleyen leş yiyicilerini tanrı affetmez .
Vicdanı köpekler yemiş.
HERKES SUÇLU...
KENT
Ağustos Yirmiüç