Aile Olmak
Aile çatısının sağlam durabilmesi,en ufacık bir lodosta parçalanıp uçmaması için,öncelikle aile temelinin sağlam temeller üzerine atılması gerekir.Odaları oluşturan duvarların,altındaki her bir tuğlanın düzgün örülmesi halinde en ufacık bir sarsıntıda,yıkılma korkusu söz konusu değildir.
Aile bağlarının da kuvveti parçalanamaz, bölünemez,dağıtılamaz,özelliğini taşıyabilmelidir.Bunun sağlanabilmesi de mutlak yine sağlam bir temele dayalıdır.Ağaç yaşken eğilir,atasözüyle yola çıkmalıdır.Çocukların genelde küçükken kavrama yetenekleri daha fazladır.Bu yüzden çocukları güzel eğitmeli ve doğru şeyler öğretmeliyiz.Bir anne ve baba çocuğuna ne kadar düşkün ve bağlıysa inanıyorum ki bir çocukta anne ve babasına aynı derecede bağlı olacaktır.
Kendimden örnek verirsem,yazımın içeriğinde içtenlik ve samimiyet oluşturacağımı düşünüyorum.
Şahsen ben çocuklarım konusunda oldukça ince ve titiz davranıyorum.Onları uykusuz,aç,yorgun,üzgün görürsem tüm duyularım alt üst oluyor.Onları hemen toparlamam şartı belleğimde devreye giriyor.Sanırım bu davranış onlar üstündeki oto kontrol sistemimin ne kadar çalıştığını gösteriyor.Onların bebekliğinde ilk adımlarımda nasıl her an düşebileceği korkusuyla annelik iç güdümle,koruma tedbirini alıyorsam,şimdi yine aynı tedirginliği an ve an yaşamaktayım.Mesela burunları azıcık akmaya başlasa ilaçlarını hazır bulunduruyorum.Uykularında onları kontrol edip üstlerini örtüyorum.Akşam yemeklerimiz genelde aynı saatte.O saatte ben yemek masamı itinayla hazırlar ve hep bir arada yemek yemeye özen gösteririm.Hepimiz toplanmadan asla yemek yemeyi istemem.Çok aç kalsam bile,onlar yemek yemeden ben yemeğe başlayamam,onları beklerim.Bunu alışkanlık haline getirmem bazen onları bunaltıyor.Onlar bilgisayar başında,önlerindeki tepsiyle ufak bir sofra düzeni kurmak istese de ben bu akışı hızlandırmadan kesmeyi başarabiliyorum.
Çocuklarım olmadan yemek boğazımdan geçmez,onlar hasta veya rahatsız sa gözlerime uyku girmez.Onların başlarını koydukları yastık,yumuşak ve rahat,giydikleri elbise temiz , düzgün olmalı, gözleri tok olmalı başkasının malında gözü olmamalı ,bu yüzden de cepleri yırtık ve harçlıksız olmamalı benim için.Çünkü ben ailemden böyle gördüm onları da aynı görgüyle ve terbiyeyle yetiştirdim.
Baba ve anne sevgisiyle büyüyen çocukların inanıyorum ki,aile bağı kuvvetli olur.Gerek baba gerekse anne olarak çocuklarımıza gereken ilgi ve sadakatı ne kadar çok verirsek bir gün mutlak bunun bize vefayla geri döneceği inancını taşıyorum ben yüreğimde.Bu yüzden onlara olan aşırı düşkünlüğüm ve bağlılığım her geçen gün aile bağımı biraz daha kuvvetlendiriyor ve bu kuvvetimden de birlik doğuyor.Toplum olarak bu günlerde buna çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.Kopuklukların ve dağılışların bundan kaynaklandığını düşünüyorum.Aile olmak sevgiden geçer,sevgi ise hala gönlümüzde halen açmaya hazır nadide bir çiçek gibidir.Onu soldurmadan sarartmadan açtıralım.Aile çatımızın altında mesut ve bahtiyar yaşayalım.Çünkü aile en kutsal yuvadır.
Hiçkimsenin hiç birşeyi yoktur aslına bakılırsa şu dünyada. İnsanın insandan gayrı hiçkimsenin hiçbirşeyi. Kaldı ki insan bile kendine dai kalıcı değilken düşünün gayrısını. Hani varsa eğer çok çok olsa her bir annenin çocukları vardır; onlarsız uyku yüzü görmeyen, boğazından lokma geçmeyen fedakarlıklar sonucu kazandığı bitmez yaşam sevincinin kaynağı.. Bu değerli yazı sahibi sevgili Sevtap hanım nasıl da güzel anlatmış bu emeklerin yorulan seyrini.. Bu üste titremelerin getirileri yanında, çok müdahaleci olan durumların kişilik gelişiminde şu ağır tempolu ve yapaylıklarla dolu yüklenmeler baskınında algı kapasitesi hayli yorgun çocuklara getirdiğinden çok götürüsü de vardır. .Bunu eklemeden geçemedim. Güzel paylaşıma içten teşekkürlerimle.
Sevgili arkadaşım, naif yürekli dost, kalemine yüreğine sağlık, içtenlikle tebrik ederim...👑