Aiti Eştirme 46
46-] Sosyolojik gelişme, insan yaşamını tikeldi haydut yaşamdan alıp bir klan, bir kabile tipi etnikti yaşamı aidiyetliği içinde; oldura oldura, bu günkü toplumsal aidiyetlik biçimine getirmiştir. Toplumsal aidiyet, çok karmaşık ve büyük devinimli, katılmalı, etnik oluştan çok çok farklı düzlemsel bir işleyiştir.
Ata soy totemden oluştu etnik düzleminin davranışı, diğer totem soy oluşların üzerlerine doğru, nispeten belirsizce, kaotik ve saldırganadırlar. Oysa bu etnik oluşumlar süreçte kabile ittifaklarıyla site devletleri ve siteler arası (uluslar arası) ilişki ve sözleşmeleri ortaya çıkartmıştır.
Yani süreç bellice olan kurallarıyla devinmeye başlamıştır. Hele son 450 yıllık süreç içinde toplumsal yapılar, özellikle de günümüzde; A dan Z ye belirgin girişmeleriyle zirve düzlemine gelmiş gibidir. Şimdilerde de toplumlar, hemen hiç biri etnik aidiyetti koşullarında var olmayan bilgi teknik, süreçleriyle devinmektedirler.
Etnik ata soy oluştu düzlemlerin davranışı, bugünkü; toplumsal aidiyetti bağlılığın içinde aşılmıştır. Etnikti birlikler olan halklar, oluşturuldukları toplumsal bağıtla özümsenmiştirler. Toplumsal aidiyetle davranıp, çağdaş kültür ve anlayışı içselleştiriş, yapmamış olanlar; etnik tutumla davranmaktadırlar. Yani toplumsal gelişip davranamayan geri düzlemdi uyumsuz etnik kültürleri içinde etnik davranmak zorundadırlar. Yapılabilir en geri düzlemle, savunmadı oluşla kendisini güvende hissetmektir bu.
Oysa örneğin; Kara Deniz'e (topluma), Kızılırmak, Yeşilırmak, Aras, Çoruh, Tuna Nehri, Dinyeper, Don gibi birçok ırmaklar (etnik yapılar) akmaktadır. Ama Kara Deniz içerisinde tek tek bunları bulamazsınız. Ne bulursunuz? Bunların tek (etnik) tek (etnik) iken olamadığı, Kara Deniz gibi davranışı bulursunuz.
Kızılırmak burada, Kızılırmak gibi davranamaz, ama Kızılırmak burada, bütün kendi özü ve süreçleriyle kendi olaraktan vardır. Zaten aksi de muhal. Ne var ki kişler bir somun fabrikasında çalışırlarken nasıl, somunu üretir olan birikimin hissettiriş formasyonu ile yükümleşirdirler.
Oysa kendilerini hissettikleri gibi davranmaları gerekmiyor. Esasen bunun orada, toplum içinde ona ve hiç kimseye, ne bir yararı ve nebir bağıntısı da vardır. Topluma çalışmaya, eğitilmeye, sağalyıştı oluşlara gelen insanın tüketim hayatına dek özel yaşantılımdı kullanımı da isteyiş içinde olması, aklında zoru yoksa, hayli manidardır.
Derecikler (etinizeler), diğerleriyle girişende dereciklerden dereler oluşturan bir devinimle, bambaşka bir düzlemin sürecini oluşturmuşturlar. Artık dereler, çaylardı, Kızılırmaktı. Ve yine artık dereler çaylar, ırmaklar ırmaktı gibi (etnik) davranışlarla değildirler de. Davranışları içine karıştıkları yapı gibi yani deniz gibi (toplum) davranırlar. Yani bu günde de, derecik gibi öznelci kalabilmek için, deniz gibi davranmak zorundadır.
Nüfusu da artsa, derecik ( etnikti üretimsek yapı ve gelişmedi sağlayışlar) bu vasfı kaldıramaz, nüfus artışından ötürü taşıp parçalanmak zorundadır. Hem derecik kalıp, hem başka düzlemsedi dinamiği üslenmeyi; derecik zaman mekan boyutu olaraktan kaldıramazdı. Bir ırmakken, (etnik yapı iken) dahi dinamiği derecik dinamiği (etnik özelliği) dahi değildir. Değişme her aşamada kendisini süreçlemiştir.
Nasıl derecik kayığı, nehir de transatlantiği yüzdüremezse; yüzdürmenin hayalini dahi kuramaz iken, Deniz gibi (toplum gibi) olmakla, yepyeni ve farklı güce ve düzleme kavuşmuştur. Bu toplumun kolektif olan bilinç ve gücüdür.
Bir kez kayığı, bir kez mavnayı bir kez transatlantiği yüzdürmeye başladığınız her bir süreç boyutlarında, ne etnik kalabilirsiniz ne de artık süreçler geri devinemezdiler. Süreç, şimdilerde de toplum üstü bir yapıya doğru, okyanus devinimine (evrensel olanın, zamandık mekandık ilişki boyutuna doğru) kaymıştır.
Toplumla, deniz çok bakımdan birbirine benzemezken, temel süreçler bağlamı açısından; inorganikler organikler; toplumsal organiklerle benzer bir evrensel yasalarla hareket ederler. Toplumlar, bu temel yasalar üzerinden, toplumsal bilinç (denize dek güç olanakları) ile etkin bir girişmesini ortaya koyardı.
Şimdiki insanı insan eden özellikler, failin eski arkaik tutumlu etnik aidiyetçe oluştu bağlılıklarıyla değildiler. Eski olanlar inşanın içinde yansırlar. Ama inşada yeni sosyal güç ve toplumsal gücün dışında kimse görülmez. Sosyal, toplumsal güç de; etnik birim değildir.
Yani bugünkü bina inşasında elbetteki kulübe yapımına dek olan inşanın ilk örnekçe yansıması vardır. Ama bina da pek çok yönü ile kulübeye hiç benzemez. Siz bu kulübeye dek yansıma örnekçeyi bina yapısı içinde çekip alamazsınız. Alınabilirse eğer, süreçler geriye çöker, bina bir daha, bina olamaz.
İlk etinizeler, insanlaşma macerasının başlangıcının da, ilk sosyal yol alışın, adım aşamasıdırlar. Zaten bu tür etnik güç, sosyal genetik kalıtımlar, arşiv kullanım olacakla sizle sürmektedir. Birde tekraren o günlerin düzlem konum yapısı ile belirmeniz dinamiğe aykırıdır. Bu sürüş (etnik özellik) sizin zorunlu gelişmenizdir. Aynı yapıda aynı yapı ilişkileriyle kalamamanız demektir. Bu birinci yasadır.
Yasa iki; bütün özellikler farklı olanlarla (farklı gelişmenin yeni zaman mekan boyutuyla) girişemedi mi, süremezdi. En azında sağlıklıda süremezdi. Baskıları değişen, kaynakları yiten, size olan etkimeleri değişen doğaya cevaplar veren süreçlerle siz varyantlar yapmak ve seçil imlenmek zorundasınız. Aksi halde bu türden gerici arzular, patolojik geriliklerle sınırlanır.
Çünkü aynı özelliğin var kalması da kronik ve patoloji kliktir. Çok alt yapıda kalan, bir etnikti geriliktir. Bu sınırlı bir enformasyon ile doğa tarafından güdülen olay ve olguların, güdüldüğü müddetçe var kalmak zorunda olduğu zorunlu bir etnikliktir.
Üçüncü olaraktan siz, nasıl kendi ıralı kişilik ve özelliklerinizle kalacak olan bebekliğinizi çocukluğa; çocukluğunuzu delikanlılığa; delikanlılığınızı da orta yaşa vs.'ye değişerek geliştiriyorsanız. Artık siz ne bebek, ne çocuk, ne delikanlı değilseniz ve onlarsız da değilseniz; şimdiki halinizden onları ayrıştırmayı düşünemezsiniz değil mi? Düşünseniz bile bu olamazdı değil mi? Eğer olsaydı bile, bu son noktaya yeniden ve yeniden köklü bir değiştirici olan kanserle mücadele için dönmek uzanmak zorundasınız!
Sürecek