Akıllı Bir Adam Nasıl Olunur
Akıllı bir adam olsaydım zaten böyle bir yazı yazmaya kalkışmazdım. Ancak yazarın hıyarı heresin okumaktan hoşlanmayacağı bir yazıyı yazmaya kalkışır değil mi ? Herkesçe bilindiği gibi hıyarlar da pek akıllı sayılmazlar.( O halde niye yazdın diye soran olabilir. Cevabı önceki satırda verilmiştir.) İyi de kendini akıllı görmeyen birisinin akılla ilgili yazısını neden okuyalım diyeceksiniz . Valla orasını söylemek bana düşmez ama; ben yine de okuyun diyeceğim.
Gelelim asıl konuya .Konu gereği üzre öncelkle akıllı adamın nasıl belli olduğunu bilmemiz gerekecektir. Kanaatime göre bizim ölçütlerimiz batılılara göre son derece sağlıklı ve nesneldir Bunu iyi anlamak yazının özünü oluşturacağından, batılı yöntemlerin yanlışını bellemek lazım gelir.
Batılılar, konunun halli için bir takım zeka testleri geliştirmişler akabinde de bu testlerin çoklu zekayı ölçmekte yeterli olduğunu, ölçümlerinin yüzde yüz sağlıklı olmadığını itiraf etmişlerdir. Bu testlerin bazan bizde de kullanıdığına dair duyumlar alınıyorsa da; bu testler, bizim geliştiriğimiz pratik yöntemlerin karşısında hava cıva kalmaktadır. Özellikle bu konuda gavurların aklının pek yetmeyeceğini bildiğimizden onlara hiç itibar etmeyiz. Bu meselenin halli için çok önceden keşf ettiğimiz muazzam ölçütlerimiz vardır . Onların çoklu zekayı ölçmekte çaresiz kalan testleri bzim pratik ölçme değerlendirme yöntemlerimizin yanında olsa olsa davul tozu, ecinni küfü kalır.
Çünkü diğer ülkeler,adamın boyu, posu,bıyığı,laf ve dönek cambazlığı,yağclığı,kafalama, tavlama gibi pratik yeteneklerine bakarak zekasını ölçecek makenizmalar geliştirememişlerdir. Bu milletlerde bu önemli hasletler çok ilkel kaldığından orda akıllı bulmak hayli zor olmaktadır. Tek tük çıkan numuneler akılsız sürüsünden belli olmamaktadır.
Hal böyle olunca da; makam , mevki ,akademik paye , bilgi,beceri, ustalık, kariyer ve bunlara dayalı itibar elde etmek, kaf dağına çıkmaktan daha da güç bi iştir. Bu dangalak milletlerin o ahmak alim ve devlet adamı adayları, onlarca yıl kablumbağanın dağa tırmanışına benzer bir yığın meşakkat çekmek ,okumak araştırmak,mesleğiyle ilgili bilinen tüm detayları inceleyip öğrenmek zorundadır.Bu yüzde zavallı alim ve hükümet adamı adaylarına yoldurmadık ayrık otu bıraktırmazlar. Sebebi çok açıktır. Batılıların, beygirlerini kırk kere denemeden koşabileceklerine hükmedecek akılları yoktur.O yüzden batıların- işeme şekilleri dahil- herşeylerine özeniriz de bu konuda onlara biz asla güvenmeyiz.
Velakin millet olarak adam olacak adamları keşfetme konusunda 17. yy dan beridir çok müthiş ve pratik yöntemler geliştirdik. Bu yüzden alim ,hökümet, idareci adaylarının hasını ve akıllısını şıp deyü anlayıveririz. Bu nadide ve seçkin evlatlarımıza gavurların yaptığı gibi menzil beygirine has külfetler yaşatmadan, layık mevkilerine hemen vasıl ederiz. Sağlık eğitim, diploma, tecrübe, yeterlilik gibi prosedür ve bürokrasi ile ilgili - çoğu da akılsız , yararsız ve patavatsız adamların işine çomak sokmak için hazırlanmış kağıt üstü vıttırı vızırık bahanler olan - ufak badireleri geçemiyorsa şıp diye bir çözüm bulup, layık olan hal üzre işi tamam ederiz. Bu işlerin nasıl dönekleştirildiği hepimizce malum olduğu üzre kimseye çaktırmayız.
Yöntemlerimizi detaylarını fazla sulandırmaya gerek yoktur. Köpüyü geçene kadar ,uşaklık, kayırma, kollama,yalakalık, bilumum yıkama ve yağlama hizmetleri, parti,zümre,grup amigoluğu -k gibi özel yetenek isteyen konularda ihtisas yaptığımız vakit ülkenin en akıllı adamlarından sayılmamız şans değil an meselesidir. Tabiki hedefe kadar bu işlemlerde taviz vermek hıyarlığına düşmemek kaydıyla. İş bu işlemleri harfiyen yerine getiremeyenlerden zaten adam madam çıkamaz. İşini bilen biri, kuyruğunda hoplayacağı hökümet adayını iyi seçebilendir.
Bu tiplerin akıllı olmadığını söyleyebilecek memlekette tek bir dekan, rektör, filanca kurumun başkanı müdürü vb varsa buyrun gösterin . Bir köşede korkuluk kalmış çeyrek aydın bozuntularından aksini iddia edebilecek bir kaç teres çıksa bile, böyüklerimiz dururken, bu andavallılara mı inanacağız biz yani?
Bu ölçütlere güvenimiz yüzde yüz olduğundan böyle büyüyen büyüklerimiz de yüz yüz akıllıdır. Millet olarak deha sahibi böyüklerimizin dediğinden çıkmayacak kadar aklımız vardır şükür. O büyüğümüzü, -hele de taraftarı olduğumuz kesimin büyüğü ise - testlerde üstün başarı göstermiş olması icap ettiğinden mütevvellit yanılması mömkün olmayacak biridir. Her ne demişse fizik kanunlarından daha doğru demektir. Kuşku duyup, sorgulayan ya dinsiz, imansız zındık; ya bir gerici, yobaz veya pis faşistin tekidir. O yüzden, öyle sağdaki soldaki böyük adamların yalan yanlış şeyler söyleyebileceğini, yanılabileceğini iddia edenlerin aklından şüphe edilmelidir.
Akıllı adam ortama göre renk değiştirmeli stadyumda kim nereye tezahürat yapıyorsa o taraftan olmalıdır. Bunu bile öğrenemeyip,TERSİNİ iddia edenlere kırk ton sopa atılmalı, olmadı ipte sallandırılmalıdır.
Geleneklerimiz bize büyüklerin lafından dışarı çıkmamız gerektini emreder. Makamı, mevkisi , parası büyük olanın aklı da kendisi de büyük demektir. Büyük adamın kuyruğunda gezinenler de geleceğin büyüğü olacağına göre toplumumuzda buna bir kast sistemi kendiliğnden oluşur. O sebepten eğer bir çelebi seçmek lazım gelirse en yakın aday ağanın en sevdiği tekedir ( not: keçilerin sakallı erkeklerine teke denir).
İrademizi ve beğenilerimizi, geliştirme hakkımız olmadığından kendimizin de akıllı olabileceğine ihtimal veremeyiz. Bizim yerimize başkalarının karar vermesine alışık olduğumuzdan, beğenilerimize güvenme ve beğenilerimizi savunma gücünü bulamayız. Her daim bizim yerimize karar verecek bir babaya ihtiyacımız vardır. Bu yüzden çamaşır makinası almak için bile danışacak bir baba bulamazsak seçmemiz mümkün olmaz. O yüzden başbakanı , valiyi, amiri vb baba gibi görmeye çok meyil gösteririz.
Amma ki erkekliğe önem veren bir toplum olduğumuzdan bir tek anamız vardır.
Zaten doğruyu yanlışa kendimizce karar vermek söz konusu olamaz. Asker ve akıllı bir millet olduğumuzdan birey değil topluluk aklına sahip bi milletizdir. BİZİM GİBİ AKILSIZLARA BEĞENMEK VEYA FİKİR BEYAN ETMEK DÜŞMEZ. O yüzden modaya uymak en akıllıca yoldur. Herkes suratına sıçan resmi yapıştırır da biz yapıştırmazsak ayıp olur vallahi.
Sonra böyük zahmetler çekip rektöre,dekana,diğer öğretim görevlilerinin kaprislerine yıllarca katlana katlana kişilikleri sömürülmüş, bir bilğiye ulaştığında bin türlü hakarete, alaya maruz kalarak öz güveni yitirmiş, alimlerden kim iyi bilecek ki? Öyle araştırma maraştırma yapıp, fişmekanca âlimin şu bu hatasını ortaya döküp, saçarak kimse akıllı adam olamaz. Akılsız olanlardan âlim olamayacağına göre yukarıda izah olunan kabiliyetleri göstermeyenler ağızlarıyla kuş tutsalar çayırda ot seçerler.
Kardeşim bir şey bulmuşsan gideceksin üstteki hocana takdim edeceksin, o işin başarılmasındaki birinci faktörün üstteki zat olduğunu sağır sultana ilan edeceksin de adam olduğun belli olacak .Âlim olmanın, adam olmanın, akıllı olmanın yolu budur.
Birileri " akıllıdır "demektikten sonra akıllı olunamaz. Mesela akıllı şarkıcının şarkısıın çok iyi olduğu , baçaklarından ve memelerinden belli olduğu kadar, piyasaya çıkmadan, daha kimse bile dinlemeden bellidir. İyi şairin şiirinin güzel olduğu yazılmadan bile belli olur. Birileri seçip önünüze koyup, , günün,yılın en iyi şiiri budur demezse şiirin kaliteli olduğunu biz nerden bileceğiz. Değil mi kardeşim bizden nerde bileceğiz ? O yüzden ne yapıyorsak yapalım " en büyüğü budur" diyen üç beş kişi tavlamak icap eder.
En iyi seçme ve karar verme yöntimini de biz bulmuşuzdur. Biline ki birisi çıkıp da kel bir tepeye "Çamlı Dağ "derse o tepenin adı hep ÇAMLI DAĞ olarak kalır . Kimse de niye böyle demişler diye sorgulamaz. Mobilya alacaksak manav, kasap ve hırdavatçıya danışmak en akıllıca yoldur. Bu yüzden seçicileri ve beğeni otoriterlerini genellikle loto yiterlerden seçmeyi âdet ettik.
İşten hiç anlamayan doğruyu şıp diye bulur . Bir işin ustasına danışılırsa, bin türlü ihtimal hesaplarıyla meşekkat sereceğinden doğruyu seçmek çok ğüç bir iş olacaktır.. Bizim gibi meselelerini şıp diye çözmeye alışkın insanların böylesi incelikler ve zırzevat teferruatlarla uğraşacak vakti yokturdur.
Zaten , ülkemizde işin iyisini yapmak beladan başka mükafat getirmez. Bir şeyi en iyi yapmak demek ahmaklığın daniskasıdır. Olmuş görünmek ve sayılmak çok basittir ve herkesi memnun edecek neticeleri beraberinde getirir. Herkesin bilinçlendiği bir ülke dayanılmaz bir yer haline gelecek , vasat eğitimli insanların pratik iş geliştirme ve yakıştırma yetenekleri zaafiyete uğrayacaktır. Böyle olunca çoğunluk bu fikre sahip olduğundan toplumun huzurunu kaçırmaya kimsenin hakkı yoktur.
Uzun lafın kısası bu ülkede akıllı adam olmak çok zor bir iştir ve allah vergisi pek çok yetenek gerektirir.
Batı icadı olan Minnet- Biset tarzı testler soru cevaplama yetilerini ölçerken bu kıstaslarımızı ölçmeye muktedir olamazlar.Bir şekilde bu testlerden birisinde geçmek zorunda kalırsak yukarıda sayılan vasıflara sahip olmaya kalkışmadığından kıyıda köşde kalmış memurlardan veya mekteplilerden biri bizim yerimize bu testten geçecektir. Onlar zaten hile yapılabileceğini bile tahmin edeyemeyecek kadar akılsız adamlardır.
Bu ülkede adam sayılmak , olmaktan çok önemlidir.
şehamettin bey
akılsız olmak yada akılsız kalmak
bu aralar daha iyi sanki
ortalık akıllıdan geçimiyor zaten
tebrikler