Alaman Çermiği
Şarkışla'nın Akçakışla bucağına bağlı Alaman köyündeki çermiğe rahmetli dedemin her sene iki üç ziyareti olurdu. Bizim köyden (Akçakışladan) 15 dakika uzaklıktadır. 20-30 yıl önceki zamanlardan bahsediyorum. Dedem işin içindeyse, gidelim 1 saatte veya 2 saate dönelim diye bir durum asla olmazdı. Tam bir şölene dönüşürdü. Kalabalık olmasını özellikle tercih ederdi. Çermiğin tam karşısındaki tepelik kısmın altına yaslanan devasa çam ağaçlarından oluşan bir yer vardır (çok geniş bir alan değildir, bir tarla büyüklüğünde en fazla). Doğal bir sayvan gibi üstünü örter dallar ama altında oturulur, hatta gezilirdi ağaçlar yüksek olduğu için. Oraya yerleşilir, yaygılar serilir. Çermiğin etrafında çadırlar olur, şifa aramak için günlerce kalanlara rastlanırdı. Sağdaki tepenin üstünde küçük bir pınar vardı. Dar ve yorucu, dik bir yolaktan yukarıya çıkılır. Varmak istediğiniz pınarın suyu çıkarken zaten ayaklarınızın altından aşağıya doğru akmaktadır inceden. Dağdaki bir kayadan çıkan su için taşların arasına bir boru sokuşturulmuş, hepsi o kadar. Bir çeşme falan yoktu yani. Oradan su getirilip çay demlenir. Akşama kadar kalınır, yemek yenir. Ön tarafta akan öze (dereye) karpuz koyulur. Kendisi arada yatar uyur çamların altında. Bekçisi vardı o zamanlar çermiğin, giderken ona bahşiş verir.
Artık havuz harap durumda, bekçi yok, tepedeki pınarı zaten çok uzun yıllar önce birisi sahiplenmişti. Çadırlar sanki çok eski bir çağın hikayesi gibi, gelen giden bile çok az.
İnsanın elinin değdiği her yer mezbelelik oluyor artık ,nice değerli alanlarımızı kendimiz yok ediyoruz ne acı manzara güzel paylaşım için teşekkürler Deniz bey