Alçak gönüllülük ne demektir?
Alçak gönüllülük ne demektir?
Alçak gönüllülük tam anlamıyla kibir ve gururun karşıtıdır. Yetersizlik, korkaklık ve güvensizlik değildir. İnsanın kendini küçük görerek alçaltması da değildir. İnsanın kendi değerlerini, yeteneklerini, olumlu ve olumsuz yanlarını iyice bilerek; kendini olduğundan başka türlü görmemesi ve göstermeye kalkışmamasıdır.
Alçak gönüllülük, benlik tutkusundan kurtulmayı bilmek, gösterişe değil öze önem vermek, gereksizcesine övünmemek, övülmeyi de beklememektir. İnsanın gerçekten alçak gönüllü olabilmesi için önce kendine karşı dürüst olması sonra da karşısındakilere karşı dürüst olması gerekir. Alçak gönüllü kişiler aynı zamanda
mütevazı kişilerdir.
Şimdi biraz kendimizden bahsedelim.
Acaba ne kadar alçak gönüllüyüz?
Kibrimiz veya gururumuz alçak gönüllüğümüzü bastırıyor mu?
Alçak gönüllü olmak ne kaybettirir?
Hepimiz alçak gönüllüğün anlamını biliriz ama uygulamada var mıyız?
Akşam yatarken çocuğumuzla çocuk olabiliyor muyuz?
Ya da evimize misafir gelen cadı kaynanamızı ne kadar tebessüm edebiliyoruz?Her hareketine ne kadar hoş karşılayabiliyoruz...
Sabah yolda gördüğümüz her hangi birisine gülümsemek çok mu zor?
Yürüyen yaşlı birini yardım etmek, gönlünü almak çok mu zor?
Çok zengin olmak birisine yardım etmemizi, gönlünü almamızı engel mi?
Çok güzel olmak karşımızdaki insanın karşısında böbürlenmemizi mi gerektirir?
Alçak gönüllü olmakla, birilerini yardım etmekle ne kaybederiz?
Kendi çıkarımız için mi yardım etmeli birilerine?
Niye içimizde hırs var?
Niye bir fazla olmak için birilerine ezmek var?
Kim bu dünyada baki kalacak?
Birilerini memnun edince en az onlar kadar memnun olacağımızı neden düşünemiyoruz?
Belki içimizde bir sürü alçak gönüllü kişiler var. Belki çevresindeki insanlara yardımcı olan iyi niyetli insanlarımız var. Yüreği güzel duygularla bezenmiş, elimizden geleni yapıyoruz belki de. Kendisini yüksek görmeyen mütevazı kişiler de var. Asla sözüm onlara değil. Bir insanın yüzüne tebessüm gelmesi ve bunun sebebi biz isek bundan başka mutluluk olabilir mi?
Tevazu göstermek, mütevazı olmak hiç bir şey kaybettirmez diye düşünüyorum.
Alçak gönüllü olalım düşen bir çocuğu bizim çocuğumuz olmasa bile yerden kaldıralım. Üstü başı kirli diye aşağılamayalım. Nedenleri olabileceğini düşünelim. Herkes dört dörtlük hayat sürmüyor bunu bilelim. Yaşlı bir insanı bizim ailemizden biri olmasa bile yol gösterelim. Düşeceği zaman kolundan tutalım düşmesine asla müsaade etmeyelim. Özürlü kardeşlerimizi görünce hiçbir şey görmemiş gibi değil de sanki bir gün bizim başımıza gelince bize nasıl davranılmasını istiyorsak öyle davranalım. Hayat devam ediyor. Büyük konuşmamak lazım biz de bir gün yaşlanacağız halimizi hatırımızı soracak bir sese ihtiyacımız olacak.
Belki görünmedik bir kaza ile özürlü bir kişiliğe bürüneceğiz kim bilir? Allah kimsenin başına vermesin. Amin..
Hiç kimseyi küçükte görmeyelim. Gözümüzde hiç kimseyi de büyütmeyelim. Hepimiz bu dünyaya geldik ve bir gün gideceğiz. Nihayetinde baki kalan yok. Kimseyi kırmadan,üzmeden severek yaşamayı öğrendiğimiz zaman yaşam daha da kolaylaşacak.
Dolayısıyla ben alçak gönüllüğü seven ve alçak gönüllü olmayan insanları da seven bir kişiyim.
Daha üç yaşındayken beni annemle birlikte evden kovan ve nerede, ne yapıyorlar diye hiç düşünmeyen babamı da çok seviyordum.(Allah rahmet eylesin)
Annemin beni alıp ailesinin yanına götürdüğünde ?'Çocukla gitmedin evden, git çocuğu bırak ta öyle gel''diyen anneannemi ve dedemi de çok severdim.(Allah rahmet eylesin)
Babamın köyüne geri döndüğümüzde inek damını bize uygun gören köyümüzün zengin hanımı da çok severdim.
(Allah rahmet eylesin)
Çocukluğumda burnu sümüklü diye sofrasına almayıp, beni evden gönderebilir miyiz diye türlü bahaneler uyduran komşularımı da severdim hala da seviyorum.
Fakirlikten alamayıp bir giydiğim elbiseyi on beş gün giydiğimde, kokuyor ve üstü başı kirli diye eve almayan arkadaşımı da seviyordum. Hala da seviyorum.
Bakımsızlığıma rağmen el fenerinin önünde ders çalışıp yatılı okulu kazandığımda gözleri fal taşı gibi açılan arkadaşlarımı da seviyordum. Hala da seviyorum.
Garip anamın ?'paramız yok okutamam''dediğinde okuyacağım diye ağladığımda ?'Ben okuturum kızımı''diyen öğretmenimi de seviyordum. Hala da seviyorum.
Her zorluğa rağmen canla başla hayatını sürdürmeye çalışan, herkesin sevmediği zamanda beni inek damlarında büyüttüğü için yıkayamadığı ve güzel giysiler alacak parası olmayıp tek elbiseyle on beş gün geçirtip pis kokmama rağmen mis gibi kokuyor benim meleğim diye kucağından indirmeyen anamı da çok seviyordum.
(Allah rahmet eylesin)
Çünkü onun sayesinde alçak gönüllü birisi olduğum için. Her şeye rağmen bu hayatı sevmeyi öğrettiği için.
Her başıma gelen olumsuzluğun iyi niyetimden dolayı geldiğini bildiğim halde hala alçak gönüllü olmayı başarabildiğim ve iyi niyetli olmaktan vazgeçmediğim için kendimi de çok seviyorum.
Alçak gönüllük adına yazılmış güzel sözlere bakalım...
Övülmek İsterseniz, Alçak Gönüllülüğü Yem Olarak Kullanabilirsiniz. ( CHESTERFİELD )
Gerçekten Alçak Gönüllü Olan Bir İnsan, Kendisinden Hiç Söz Etmeyen İnsandır.
( LA BRUYERE )
İnsan Gururu Yüzünden De Alçak Gönüllü Olabilir. ( MANTAİGNE )
İnsan Yüzü Kızaran Hayvandır. ( MARK TWAİN )
Bir Adamın Gerçekten Büyük Olup Olmadığını, Onun Alçak Gönüllülüğünden Anlayabilirsiniz. ( ANONİM )
Senden İyilere Yerini Vermesini Bil. ( KEBLE )
Alçak gönüllülük, gururun perhizidir. Voltaire
Alçak gönüllü insan, kendini hiç söz konusu etmez. La Bruyere
Alçak gönüllülük, kendi gerçek değerini anlamaktır. Anatole France
Kendi kendine alçalmayan kimse, başkası yanında yükselemez. Sevri
Sizin mağfiret edileceğiniz en büyük ibadetlerin başında tevazu gelir. Hz.Ali r.a.
Tevazu içinde yürüdüğüm içindir ki, önümde bütün yollar açılıyor. Goethe
Tevazu; ister cahilden, ister çocuktan olsun, hakkı duyduğun vakit, ona boyun büküp onu kabul etmendir. F.bin Iyaz
Zafere ilave edilecek yegâne süs tevazudur. Duclos
Eminim daha bir sürü güzel sözler vardır...
Hep birlikte kardeşçe yaşamasını bilelim. İyi niyetten vazgeçmeyelim.
''Ne ekersek onu biçeriz.''
Hep birlikte kardeşçe yaşamasını bilelim. İyi niyetten vazgeçmeyelim. ''Ne ekersek onu biçeriz.''
Sıdıka Hanım,alçak gönüllü olmanın özelliklerini ne güzel anlatmışsınız... Tebrik ederim sizi.
Keşke hepimiz alçak gönüllü olabilsek de şu kibiri ayaklar altına alabilsek değil mi... selamlar arkadaşım...
Merhaba. Yazınız güzel, ama unutmayın ki, her şeyin olduğu gibi, hoşgörülü olmanın, alçak gönüllü ve mütevazılığın da aşırısı affedersiniz aptallıktır. Daha henüz toplum bu aşamada değil. Onun için dengeli yaşayıp ölçüyü korumak gerekiyor. Hayat anlatıp yazmaya benzemiyor. Yaşamak gerekiyor. Günümüz insanı çok bilgili ama eğitimsiz. Daha selamlaşmayı bilmiyor.
Selam, sevgi ve saygılar.
Manidar ders niteliğinde günümüzde muhtaç olduğumuz ve yokluğunu her geçen zaman içinde daha çok hissettiğimiz arif bir yorum Asil bilge cesur yüreğinizi ve mahir kaleminizi kutluyorum👍 Günümüzde dindarlık ve kindarlık paralel yapı içinde aynı atmosferde,aynı tempoda mehter marşı misali iki adım ileri bir adım geri misali yürümekte Bizi biz yapan değerler erozyonda,asalet , öz,medeniyet, cesaret, fazilet, vicdan adalet, hukuk ,bilgelik tozlu raflarda insanlık kambur, ve omurgasız Ben, hep ben, yalnız ben lik revaçta dindarlık ve kindarlık, kibir burnundan kıl aldırmamak aynı kulaçta,yalan talan sefalet köşe dönme el etek öpmek moda vicdanlar,yasalar torba yasalarda üstü krema,altı zakkum birlik dirlik onur,haysiyet şeref çuvallarda Yaradandan ötürü Yaradılanı sevmek kalmış havada dürüstlük alın teri namuslu yaşamak hor karşılanır durumda Selam olsun şerefle biten hayata Duyarlı bilge sıcak yüreğe selam ve saygılarımla ____ *__