Aldatmak
Kadınların erkeklere oranla daha fazla aldatabilme potansiyeli (seçeneği) olmasına rağmen erkeklerin bu eğilimde daha fazla bulunduğu görülmüştür. Kadınlar karşılıklı iletişimde önceliği duygulara verirken, erkeklerde ise bunun tam tersi bir yaklaşım ortaya çıkabilmektedir.
Varoluşsal etkilerin yanı sıra erkeklerde bir doyumsuzluk gözlenmektedir. Deyim yerindeyse aç bir kurt gibi sürekli etrafına saldırmaktadır. Kadınların seçenek fazlalığının da buradan geldiği söylenebilir. Burada baba figürü de önemli bir yere sahiptir. Annelerinin babaları tarafından aldattığını gören çoğu erkek tarafından bu durum çok yadırgansa da kendi özel hayatında bu eğilimde bulunduğu görülmektedir. Bu durumdan iyi bir ders almayan bir birey ne kadar babasını yadırgıyor olsa da yine deyim yerindeyse. “Armudun dibine çoktan düşmüştür.”
İşte tam burada bir döngüden söz etmek gerekir. Yanlışı kırmadığımız noktada buna dahil olmuş ve bu döngüyü devam ettirmiş oluruz. Boşanmayla sonuçlanan evliliklerin yanı sıra mutsuz ve neredeyse mecburi olarak görülüp devam ettirilen bir nevi işkencelere şahit oluruz. Bu durum aile birliğini temelinden sarsmakta ve çocukların bu ortamda sağlıksız yetişmesine neden olmaktadır. Neyse ki günümüzde kendine ve topluma yararlı kadınlar yetişmekte, kendi ayakları üzerinde durabilme eylemini başarmakta ve sözde mecburi kavramını yıkmaktadır.
Günümüzde ilişkilerin ya da evliliklerin çabuk sona ermesini bir nevi, tahammülsüzlüğe veya şımarıklığa bağlayanlarımız epeyce çoktur. Lakin toplumun eriştiği bilgi ve kültür seviyesini göz önünde bulundurursak bunun artık yanlış eylemlerin daha kolay açığa çıkmasıyla, bireylerin bir yanılgının sonunda farkındalığa erişmesiyle bağdaştırmakta yerinde olacaktır.
Bu dönemde sıklıkla yer alan sözlerden biri ''Gençler artık evlenmiyor''dur. Evet evlenmiyor ve hatta sağlıklı denilen ilişkiler bile kurmakta güçlük çekiyor çünkü; göz yumma yani kabullenme dediğimiz olay artık pek söz konusu değil. Bunun dışında insanların birbiri arasındaki iletişimde artık çok daha erişilebilir olması kendini yetiştirememiş bireylerin bir nevi halk pazarı alışverişine dönen ilişkilerine neden oldu. Gerekli farkındalığa sahip olmayan, karşındakine ve öz saygısını yitirmiş bireylerin yaşamın hiçbir alanında mutluluğu ve başarıyı yakalaması mümkün görünmemektedir.
Yazımı sonlandırırken bir sözümü de buraya iliştirmeyi uygun gördüm.
''Hep daha iyisine (daha başarılı, daha zengin, daha güzel) ağzınızın suyu akıyor. Fakat günün sonunda var olan değeri ve gerçekliği de kaybediyorsunuz. Hep daha fazlasını istemek aşağılık insanoğlunun büyük bir yanılgısı. Siz bazı şeyleri çok geç ya da hiç anlamıyorsunuz.''
Genel olarak ifade ve düşünceniz çok doğru erkek daha çok aldatır ve fakat; Aldatma genelde evliler için geçerlidir erkek aldatma eylemini tek başına yapamayacağına göre karşısında bu eyleme ortak bir kadın olacaktır o zaman şunu diyebilir miyiz ?her aldatan erkek kadar bu eylemi gerçekleştiren kadın vardır eşit sayıda ve o kadın hemcinsine de ihanet etmiş olur bir erkekle bu eyleme katılarak bu da benim görüşüm elbette...
Güne değen değerli yazınızı kutlarım. Önü açık, konuşulması belki de saatlerce sürecek olan bir durum biçimi 'Aldatma'. Artık adına aldanma mı diyelim aldatma mı diyelim onu pek kestiremiyorum. Uzun bir konu... En nihayetinde herkes durması gereken yeri bilmeli,adımı ona göre atmalı...
Buket hanım yeniden kutlarım seçkinizi ve özeninizi en azından yazıda giriş gelişme ve sonuç paragrafları var olması gerektiği gibi :)
Hayat kadın ve erkeğin birlikteliği ile güzelse de aldatma olayı hemen hemen bütün toplumlarda görülmektedir... Evlilik sevgi saygı bağlamında yürüdüğü zaman daha sağlıklı bir şekilde yürümektedir. Aldatma konusuna gelince, bizim toplumlarda ve başka başka toplumlarda da genellikle erkekler bu konuda bir iki adım öndeler gibi, tabi ki iyi bir şey değil hele de kadınlar açısından. Eski dönemlerde genellikle kadınlar meslek sahibi olmadıklarından katlanırlardı erkeklerin aldatmasına, günümüzde ise meslek sahibi olan kadınlar arttığı için hanımlarımızın böyle bir durumda eyvallahları yok erkeklere... Bir de toplumda şöyle genel bir kanı var erkek yaptığı zaman hovardalık, kadın yaptığı zaman da affınıza sığınarak, ...rospuluk olarak adlandırılıyor, genelde ve özelde ikisinin birbirinden hiç farkı yok. Netice de evlilik dışı ilişkiler ve tabi aldatmak da dini bakımdan zina kavramına girer, bu da hem dünya da hem de ahirette cezayı gerektirir ki aldatan da askında kendini aldatmıştır... Manidardı kutlarım yürekten...