Altın Kalem

İnsan doğdu, büyüdü ve öldü. Bu böyle devam ederken, milyarlarca icat bulundu. Kimi hüsranla, kimi büyük başarıyla son buldu. Hüsranlar üzdü, başarılar sevindirdi. Ama insanı en çok üzen icat AŞK oldu.
Geliştirlemedi, yok edilemedi. Herkes onun tadına baktı. Sadece acıttı, çok acıttı. Başta güzeldi, mutluluk verdi ama hep hüsranla bitti. Tüm şarkılar, şiirler, yazılar onun için yazıldı, senin için yazıldı.Bir de bunlar yetmedi, kitabını çıkarttılar, kanunlar koydular. Başa 'Ayrılmak' yazdılar.
Çok sevmek dendi sonra, temeli sağlam olsun diye çok uğraşıldı. Birçoğu uğrunda yazar, tadamayanlar yazarkasalar oldular. Böyle kolay yıkıldı, aşklar birer birer ölümü tatmaya başladı.
Bende mutsuzum, aşk denen icadı denediğim için yada o beni buldu denedi önemi yok. Zaten öldü oda ama öldürmedi, beter etti. Tam kurtuldum dedin, yine çıktı geldi. Tam bir baş belası, icatların en yücesi ama en beteri.
Şimdi o beni tekrar bulsada yüz vermiyorum artık, üzülüyormuş gibi yapıp kandırıyorum onu, aslında kendimi. Mutlu gibi gözükmeye çalışmaktan yoruluyorum, bitkin düşüyorum ama kandıramıyorum, kendimden başkasını ve aşkı.
Artık tek dayanağım var, aşk beni yeniden bitirine kadar, hayatımın içine etmekten zevk almayı bıraktığında, bende dayanacak bir şey, tek şeyi aramayacağım. Anlayacağın seni seviyorum 'Altın Kalem' im...

30 Nisan 2012 1-2 dakika 23 denemesi var.
Yorumlar