Amaç Üzerine
Anlamı ağır, kabul olunması güç amaçlar, sanki ileriye dönük birer düşünce sersemliğindeler. Anlaması oldukça zor olan bu amaçların amacı, küçük bir şey olmamalı. İnsanların varabildiği ya da varabileceği en yüce amaçları içerisine, istem dışı yaşadıkları olayları; keşfetmeye çalıştıkları aşkları; umursamaz haldeki salınışları da olmamalı. Biliyorum, olmayan şeyleri sayıklıyorum sürekli sizlere. Ama tek yapılan, tek yaşanan şey, olmayan ya da gerçekleşmeyen vahimlikteki olayları anlatmak.
Ya da işe gelen, kolaya kaçılan budur belki de...
Akılsızlıkla suçlanmamalı bu tür anlatımlar. Sadelikle, anlaşılabilirliğiyle ünlü olan dil dökmenin içine, vazgeçilenler, unutulanlar ya da unutulmak istenip de hiç akıldan çıkmayan şeyler dadanmış durumda. Sürekli isteksizlikle uğraşılan ve karmaşalarla boğuşan süslü, belki de ağır anlatımım rahatsız edici boyuta ulaştığında, ulaşılması zor amaçlar da işin içine giriyor. Ama en azından bir amaç doğuruyor yaşam.
Anlatmak istediklerim bir amaç edindirmekten ibaret aslında...
Doygunluğa eriştiğinde güzel anlatımım, daha bir anlamlı gelecek kahır çekenlere. Karşılıklı umursanan soysuzluklar sanki deli yaşamı gibi sağa sola döne döne, yaşamda önemli bir şeyi kalmamış bulunuyor. Geniş aktarımlarla belki de daha da iyi olacak amaç anlatımım.
Kişiliğe edindirmek istediklerim, saygılı duygular etrafında kaynayan amaç dolu kazanlar olmalı. Soyut şeyler, takıntısız şeyler olmamalı. Aksine oldukça umursanan, nefese nefes katan, belki de somut olmasına rağmen hala da hissedilemeyen şeyler olmalı. İstenilen doğrultuda yönlenmeye başlayınca fiiller, amaçlar doğru uygulanmış anlama geliyor.
Saf, koşulsuz, hatta düşmüş fikirler etrafında toplanan amaçsızlar; kaçıp gitmeye çabaladıkça, daha da omuzlarında hissettikleri ağırlıklarla doğrulmaya çalışan kalabalıklar; doğuştan akıl sahibi olamayan, bununla da yaşamaya çalışan vefakârlığa muhtaçlar; sürekli kül rengi yüzleriyle dolaşan benzi kaçıklar; hiç biri olmaları gereken yerde değiller. Çünkü baştan bıraktılar amaç edinmeyi. Akıllarına, fikirlerine ve de yaşamlarına hiçbir zaman sokmadılar amaçla bir ömür gitmeyi. Bu yüzden olmaları gereken yerlerde yeller esiyor denebilir. Bugün o noktada kimse yok! Boş bir ortam orası, kimsenin bulunmadığı, kimsenin umursamadığı ve de kimsenin gitmeyi düşünmediği bir yere dönüştü zamanla. Hatta bu hal öyle bir duruma geldi ki, oranın varlığı belki de amacın varlığı unutuldu...
Amaç edinmeli insan; var olmaya yeltenmeye niyeti olanların mutlaka yüklü amaçlarla donanmış bir yaşamı olmalı.
Tebrikler başarılı bir konu seçmişsin ve başarmışsında
kardeşim;
tebriklerim büyük bugün sana yazmayı bırakma sakın arkanda hep olsun yanında kalemin kağıtla yüreğin büyük senin bunu sakın unutma
tebriklerim sayfanda 👍👍👍