Amazonda Bir Gece 2
Not: Amazonda Bir Gece başlıklı yazımın biraz değiştirilmiş hali.
Dingin bir sessizlik ve ara sıra öten tropikal kuşlar sisli geceyi tamamlıyordu. Dünyanın uçsuz bucaksız akciğerleri Amazon ormanlarındaydık. Karanlık içimize işliyor, soğuk iliklerimize. Ateşi de konuk ettik yanıbaşımıza. Arkadaşım sezgin tanınmış, özgün bir doğa fotoğrafçısıydı. Bense gezilerimi yazarak para kazanmaya çalışıyordum. İkimiz de gezmeye meraklı gençlerdik. Yoksa bu çılgınlıkta işimiz neydi. Arasıra ateşe odun parçaları atarken medeniyetten kalma muhabbetimizi tıngırdatıyorduk. En zoru dedi aşık olup ayrı düşmek. Olsun yine de aşkın verdiği yaşama sevincini içinde taşırsın, yüreğinde yaşatırsın dedim, kırmızı korlara doğru bakarak. Kuru yapraklar gibi eski battaniyelerimize sevgilimize sarılır gibi sarınmıştık. Gece başka bir geceydi. Daha koyu, daha sessiz ve sanki orman nefes alıyordu. Korkutmayan huzur veren annemizin nefesi gibi.Yeşil çay ve bazı otlar demleyip, çatır patır ateşin eşliğinde uyku vaktine doğru ilerledik. Dur dedi ateş başında da birkaç fotoğrafımız olsun. Kocaman dijital makinesiyle sessizliği resmettik. Ne kadar resmedilebilirse. Ayışığı çayımıza düşerken baykuş ötüşleri gecemize son noktayı koydu. Yılanlar falan ateşe gelmezler dedi. Ama ateşi hep uyanık tutmak zordu. Sabahın serinliğine doğru yürüdük. Ağaçlar bizi seyrediyor ya da tanık oluyor gibiydi. Varlıkları bir ana gibiydi. Evi hiç özlemedim o gece. Ağladım gizlice bir başka. Hiç bitmeyecek gibiydi. Sivrisinekler başka bir mani söylüyordu. Ve sabahın serinliğine doğru yürüdük.