Ankara'da Bir Pazar Günü
Yine kar başladı. İnce ince, küçük küçük düşüyor kar taneleri Eryaman'a.
Çalışma masam balkon kapısına bakıyor. Bilgisayardan başımı kaldırdığımda görüyorum kar yağışını. Ne tuhaf! Bu en güzel doğa olaylarından birini görünce ilk hissettiğim şey tedirginlik oluyor; 'Eyvah! Yollar kapanırsa yarın sabah işe nasıl gideceğim?'
Neyse ki bu gerzeklik halim pek fazla sürmüyor, kendimi toparlayıp manzaranın keyfini çıkarmaya başlıyorum. Mutfağa gidip bir kahve yapıyorum kendime. Kapıyı açıp balkona çıkıyorum. İyi ki geçen yaz balkonu cam ile kapatmışım diye geçiriyorum içimden. Serin havaya aldırmayıp kuruluyorum sandalyeye.
Dün gece şehirde (Eryaman şehir merkezine 25 km uzaklıkta olduğundan bizler için Ankara 'şehir'dir) bir arkadaşın evinde 'film gecesi' yaptık. NBC'nin 'Bir Zamanlar Anadolu'da' filmini izledik. Kimimiz beğendi, kimimiz 'Bu sanat filmleri amma da sıkıcı oluyor' diye ofladı pufladı. İkinci filmimiz olan ve Japonya'daki Yunus katliamını konu alan The Cove (Koy) adlı belgeseli izlerken pencere yakınında oturan bir arkadaşın 'Anaaa... Kar yağıyo' uyarısıyla pencereye üşüştük. Yollar beyaza kesmişti bile. Birkaç santim olmuştu kar kalınlığı. Şehir merkezinde oturmayanları aldı mı bir 'Eve nasıl gideceğiz?' huzursuzluğu. Kar lastiğim yok ama lastikleri değiştireli daha bir ay bile olmadı. 'Herhalde bu kış karda da idare eder artık' diye düşünüyorum. Nitekim öyle de oluyor, olumsuz bir durumla karşılaşmadan eve varmayı başarıyorum.
İki aşık geçiyor sokaktan. Gerçi kolkola, elele filan değiller, sadece yan yana yürüyorlar birşeyler konuşaraktan. Niye aşık olduklarını düşündüm bilmiyorum. Belki de öyle olmasını istedim. Anlaşılan havadaki romantizmin gazına geldim.
Altı yaşındaki kızım kucağıma sıçrıyor aniden. Yok yok, cimnastikçi ya da maymun değil kızım. O bir 'SoKe.' 'Sokak Kedisi' yani. Bir yandan kızımın mırıltıları, bir yandan kahvem, bir yandan gökyüzünden düşen ve henüz yeryüzüne değmediği için kirlenmemiş, tertemiz kar taneleri. Buradan bakınca hayat gerçekten güzel görünüyor.
Nihayet beklenen kar geldi Ankara'ya. Biz de çok sevindik ailecek ve pencerden gün boyu seyrettik lapa lapa karları ara da kızımla kartopu oynadık. Siz de güzel bir yazı ortaya koymuşsunuz Mehmet bey kutlarım içtenlikle...👍
gökyüzünden düşen ve henüz yeryüzüne değmediği için kirlenmemiş, tertemiz kar taneleri.
kirleneceklerini bile bile kısa bir süreliğine de olsa beyaza boyuyorlar dünyayı...
okumak keyifli idi.. teşekkürler bizleri de ortak ettiğiniz için bu harika manzaraya...