Anlamak Gerek 54
54
Bu durumda ineğin ne doğurması kendindendi. Ne inek üreten ilişki içindeydi. Ne ineğin üreten ilişki üzerine olan inşası vardı. Ne de ineğin yavruya bakıp, yavruyu gözeten bilgi sel yönelimi kendisindendi. Böyle olunca da hiçbir inek buzağısına veya danasına "iki elim yakanda” gibi böylesi vahşi ve manevi cebir ile bir baskı ve basınç uygulamaz.
Bu dilek köleci sistemin getirdiği durum ve açmaz olmakla kişilerin evlatlarını garanti görmesi normal görülebilir. Ancak sorunun çözümü, süreci başlangıç referanslarına göre doğrultma yapmanın yaklaşımı bu değildir.
İnsan dışındaki kimi canlılarda görülen sürü yaşayışı, toplum değil topluluk yaşayışıdır. İnsan dışındaki çoğu canlıların groteskilik öncesi algıları vardır. Bunun nedenle çoğu hayatların kolektif birim zamanlı üreten ilişki düzenleri, kolektif birim zamanları ve buna bağlı kolektif bir ortak aklı yoktur. Üreten hareket kaynaklı, iyilik kötülük değer yargıları da yoktur.
Toplumsal hayatı olamayan diğer canlıların, toplum sal hareket dediğimiz olgu içinde üreten hiçbir bilgi, becerileri yoktur. Karınca, arı ve termit gibi kimi canlıların kendi içinde köleci olmayan sosyal ve basit bir örgütlü toplum sal hayat vardır. Karıncalar köle edinecek kadar toplumlaşmıştır.
Yani bizim gibi üreten bir köleci sistem içinde olmayan canlıların kendi dışlarında köleci bir hayatın dayatması olan bir ana baba hakkı da yoktu. Doğum yapan ana doğum yaptıran baba söylemi kastımız olan ana baba söylem değildir. Zaten doğal bir doğum içinde aktif olan ana baba süreci de yavrusuna minnet ve bir mihnet yüklemez.
Ancak kolektif birim zamanlı kazanımlardan doğan haklar, kolektif yapı içinde size kaybettirilir. Kaybettirilenin yerine konması gerekir. Neden? Çünkü kolektifi oluş ve üreten ilişki bu kazançların bağ enerjisiyle vardır.
Bir yerde çözdüğünüz bu kolektif ve üreten bağ enerjisinin herkese göre kazancı (paydaşı) olan güvence sağlamaları bir başka yerde bir başka şekilde vermezseniz, kolektif öz dağılır.
İşte köleci sistemle birlikte, kolektif bir köleci yapı içinde kalınmakla kolektif oluşu çözülen kolektif sağlama ve kolektif güvence köleci bakışla ana baba evlat üzerine yıkılmış sağlama ve güvenceydi.
Şimdiden sonra; kölece koşullar altında kolektif sağlamanın yeri gerçek ve kolektif karşılıklarıyla doldurulmazsa; çalmadan çırpmadan, haydut olmadan toplum içinde; bunlardan uzak kalmakla, toplum dışında yaşamanız neredeyse olanaksızdır.
Kolektif güç sizlere kaybettirilse de kolektif gücü kaybettirenlerin de size ve sizin üretim gücünüze ihtiyaçları vardır. İşte size kaybettirilen kolektif gücün koruyucu kuşatıcılığı, özelleşen evliliklerle ailelerin omuzuna yıkılmıştı.
Oysa toplum öncesi doğal yaşam içinde kişilerin omuzuna yıkılacak ne bir kolektif güç vardı. Doğal yaşam ne de böylesi bir kolektif gücü biliyordu. Bu nedenle doğal yaşam içinde omuzlara yıkılacak bir kolektif sorumluluk olmayınca da ne iyi bir ana ne iyi baba ne de Dünyanın en iyi ana, babası ve evladı olma iddia ve söylemi vardı.
Dünyada en iyi ana babası olma ne demekse! İlkteki doğal yaşam içinde olanlar dünyanın en hayırlı evladı, en iyi ana babası olmak gibi analizleri yapamıyorlardı. Bu gibi analizi yapma gücünü verecek olan kolektif belirme ve kolektif üretim yoktu.
İlkteki doğal yaşam içinde olanlar, kolektif gücü şahıs gücü üzerine yükleme olan bu tür analizleri yapamadıkları için kolektif kapasiteyi şahıslara yüklemeyi de bilmiyorlardı. Nasıl bilsinler ki? Bir arada ve birbirine bağıntılı zorunlu ilişkiler içinde bile değillerdi.
Kolektif yapıdaki gibi kendisini hemcinsine feda bile etmiyordu. Kolektif süreçli kolektif ilişkiler olmadığı için; birimiz hepimiz hepimiz birimiz için bile diyemiyordu. Kolektif dolma, boşalma kolektif yükleme yoktu.
Hemcinsler de kişilerin omuzuna yüklenecek bir kolektif kapasite olmamakla, kolektif kapasite yerine geçecek bir hileye baş vurmuyorlardı. İşte bu nedenle ilkteki kişilerin bu türden olmayan kolektif kapasite yerine geçecek, kolektif kapasite yerine konacak olan en iyi ana baba evlat olma söylemli koşullu uyuşturan öğrenmeleri de yoktur.
Yazılarımda belirttim insan üreten ilişkilerle üretim hareketi bileşimi içinde üreten biyo kültürel sosyal sentezle ancak insan olmuştu. Üreten ilişkiden önce yeryüzünde ya da bir ilişki tipi içinde ne insan vardı. Ne insana rızk veren mülk sahibi vardı. Ne iyi vardı. Ne kötü vardı.
Ne de bunların belirip kaybolan doğal süreçlerinde zulüm etme sömürme gibi eylemlerle süreklilik kazanma vardı. Hayat, bizim türümüz üzerinde biyolojik bilinç yanına kolektif bilinç ile bizlerde sadece insan olmayı değil kendisini ve aittesin olduğu sosyal kümeyi; canlı ve cansız doğayı düşünür olmakla da bir ilgilenme, bir sorumluluk duyma bilinci ve duyuşu oldu.
Ama bu tür sorun temelde kolektif ve toplumsal yetenekle ortaya konması gereken bir sorundu. Kolektif kapasiteyi âtıl bırakmakla, âtıl bırakılanı kolektif ataleti (direnci) kişilerin ailelerin üzerine yıkmakla ortaya çıkan bir sorundu.
Bu hile kolektif kapasiteyi kimi sınırlı durumda ve sınırlı alanla kolektif olanakları birey sayısı kadar kişisi kapasiteyle sınırlı bir davranışa dönüştürmeydi. Bunu da iyi ana, iyi baba, iyi evlat, sadaka gibi söylemlerin gölgesinde aklı doğru düşünmekte men eden yaklaşımlar içinde yapıyordu.
Hemcinsler kendilerini sürü hayatında koparacak olan öbek salınımlı hareketlerle, giderek sürüden kopmuştular. Bir alan içinde kendilerini çevreden yalıttılar. Böylece kendisini tekrarlayan ve kendisini kontrol edilebilen çevrim yalıtımına ve yalıtımın olumlu-olumsuz olanaklarına kavuştular.
Yani sürüden koparak öbek, tekrar sürüye katılmamak için kendi içlerine kapanmıştı. Bu yalıtım sadece geriye dönüşe kapanmakla kalmadı. Zamanla çevrede sağlaması yapılacak kaynak kıtlığı ve kaynak bolluğu nedenine nüfus otomatik sekanslı kontrol süreçlerine dönüştü.
Kaynak bolluğu içte nüfusu az çok artırıyordu. Kaynak kıtlığı içteki nüfusu az çok azaltıyordu. Kaynağın bolluğu ve kaynağın kıtlığı bir sekans nüfusu karşı sekans olmakla, savunma eğitim vs. türü dengeler bu sekans hareketine bağlıydı. Bileşik kaplar gibi. Kollu terazi kefeleri gibi sekanstı.
Nüfusun kontrolü içte hastalığa ve otomatik durumla sekans hareketine bağlı olmakla kalmadı. Dıştaki olası katılımlara karşı da aynı gerekçe ile ve düzenli yapıyı düzensizleştirecek kaosa karşı yasaklandı. Bu gibi temel düzleme bağlı nüfus, tümden dış dünyadakilerle temas etmeme gibi bir gerekçe ile iyice içe kapanma oldu. Seçicilik, seleksiyon artmıştı.
Bu tür kapalı alan içindekiler kısmen sürü davranışlıydı. Ama alan içinde sürü davranışlarını sürdüre bilir kılacak bir sürü etkisi yoktu. Sürü etkisini tekrarlayabilecek olan yalıtımlı alan etkisiydi. Ama bu alan etkisi sürü davranışını sürdürme etkisi ortaya koyuyorsa da bu etki hiçbir zaman sürü sel davranış ortaya koyan etki olamıyordu.