Anlamak Gerek 58
58
Doğadaki üreme içinde bakımı yapılan bir yavru; uf demeden ebeveyni sırtımda taşımalıyım, demenin minneti içinde değildir. Bakımdan kesilen yavru da kimsenin değildir. Bunun gibi totem alan içinde de tıpkı doğadaki gibi doğal yol ile doğumlar oluyordu. Kolektif birim zamandan ötürü yavru doğuranın ve doğurtanın bakım aitliği olmuyor o yapı aitliğinin bakım gözetim ve beslenme aitliği oluyordu.
Yapı içinde yavruyu doğuran, o yavruyu emzirdiği gibi herhangi bir doğuran da o yavruyu emziriyordu. Şimdiki şartlarla ve şimdiki sosyal öğrenmeli insani duygularla bu durumu kıyaslamayın lütfen. Yani bakım, gözetim, emzirme, eğitim, toplumundu. Neden? Emen bir yavruya sütten kesilene dek doğuranların bakması önemdi.
Çünkü sütten kesilen üç yavruya onları beslemek için üç kişi bakmışsa, süt kesimi sonrası bakıcıların biri veya ikisi yeniden av yapma, savunma gibi iş bölüşümü içine katılacaktır. Savunma yapan, gözcülük yapan; ot, kök toplamaya giden, ateş yakan vs. türü iş bölümü nedeniyle oluşan kolektif birim zamanlı süreç nedeniyledir ki, himaye gören her bir bireyler gibi yavrular da toplumun uhdesindeydi. Toplumun umuruydu. Yavru bakımı kolektif nedenle YÜKÜMDÜ.
Buradaki kolektiflik ya da toplum sal oluş; üreten ilişki bağlamıyla zorunlu bir kolektif oluş, değildi. Yani üretim ilişkisi henüz ortada yoktu. Bu nedenle totem yapı üreten kolektiflik veya toplumsallık değildi. Sadece örgütlü iş bölüşümü içinde olmanın sağlatma yapan kolektifi bir yapı içinde organizeni bir toplumsal yapı olmasıydı. Totem yapılar üreten kolektif birim zamanı ortaya koymakla toplumsal sürecin birinci aşamasını ortaya çıkarmışlardı.
Bu türden referans değerleri bilmediğimizden, bilenin de bu süreçleri geçiştirmesi nedenle oluşan niş alanlarını efsanelerle, inançlarla, uydurma ve benzetili başlanış hikâyeleriyle doldurduğumuzdan aklı işleten sağlıklı çıkarım ve düşünce üreten kişiler olmanın çok uzağında kalmaktayız.
Hemcinsler tekil durumla ortaya konamayacak olan bir durumla kendilerine kolektif paydaşlı, kolektif birim zamanlı iş bölüşümünden kaynaklı bir "hareket alanını" açtılar. Totemi hemcinsler bu yeni hareket alanıyla totem yapılar içinde; ufak ama büyük bir değiştirici dönüştürücü olmayı ortaya koymuşlardı. Bu dönüştürücünün sonuçları çok büyük ve öngörülemeyen bir yansımaya neden olacaktı. Bu yansıma ilkin aitlik bilinciydi.
Doğadaki kendilik doğal seyir içinde yaşanırken bir yavruya bile bakamayan kimi ilgili hemcinsler, kolektif birim zamanlı alan içindeki değiştirici hareketle şimdi güvenlik tedbirleri alınmış, beslenme tedbirleri alınmış emmeden kesilmiş 3-5 yavruya; üç beş yaşlıya, ya da hastaya veya sakatına aynı anda düzenli süreçlerle birlikte bakıyordu.
Bu durum bir kişinin tekil davranışlı durumuna göre istense bile beklenmeyen, hayal edilemeyen, ön görülemeyen değişme, gelişme, dönüşmeydi. Totem alanlı kolektif tutumlu hareketlerin öneminden biri de bağ enerjisine konu olan bir şey hem herkesindi. Hem de kimsenin değildi.
Yavrular kolektif birim zamanın işleyişini etkileyen bağ enerjisiydi. Hem kolektif yapının gelecek inşasını oluşacak bayrağın teslim alıcısıydı. Bu nedenle yavru bakım yükümü, yine kimsenin olmayan, kolektif süreçlere dek işleyiş olanağı içinde; eğitim öğretim süreçlerini de ortaya koyan bir yükümdü.
Hemcinsler henüz insan değillerdi. Ama hemcinsler doğada ki kimi doğal süreçler içinde "kolektif paydaşlı, kolektif birim zamanlı" yalıtılmış bir süreç inşası nedeniyle ayrılmışlardı. Bu ayrılış hem sürü yaşamın içinde ayrılıştı. Hem kıt kanaat ve rast gele olan doğal yaşamın içinde ayrılıştı.
Hem de hemcinsler kolektif birim zamanlı tutumla doğal referanslar üzerinde kendilerine yepyeni davranışlar alanı açmıştılar. Hemcinsler organik doğa içinde olmayan bir tutumla kendilerine kolektif birim zamanlı bir alan açmaları nedenle kendileri için kolektif bir sosyal devinme düzeni ortaya koymuşlardı. Böylece hemcinsler doğal seyirden, küçük ama büyük bir adımla, ayrılmışlardı. Kolektiflik senkrondu. Tekil iken bu durum yoktu.
Yukarıdan beri anlatıla gelen konuyu tekrar çevrimleri içinde kodlarsak aşağıda belirtilecek olan durumla şunları söyleyebiliriz. Totemi bir kolektif oluş ile birlikte karşılıklı sağlama, paydaşlı tüketim yapma, iş bölüşümü, kolektif birim zaman ve artık bir kolektif zaman ortaya konmuştu. Bunlar atalardan aktarılan temel totem süreçlerdi.
Totemi zamanın akış yapan süreçler girişmesinin niceleyişler sonlarına doğru öngörülemeyen ikinci tür yansımalar ortaya konmuştu. Bunlar üretim ilişkisiydi. Üretim ilişkisine bağlı karar alıcı grup oluştu. Bu gelişme totemi mananın yanına her an grup söylemli bir iradi mananın konması demekti. Bu totem ya da grup mesleğiydi. Grup mesleği dışa akış yapan haliyle grup iradesi ve ilahi irade olmuştu. Totemi manadan ayrılmıştı.
Üreten gruplar totemi tecrit içine gireli den beri ilk kes dış dünyayla iletime ve temasa geçmişlerdi. Bu girişmelere ittifak hareketi denecekti. İttifak arası girişme demek ilahi gruplar arası üretim hareketi demekti.
Entegre bir üretim hareketi ile bir araya gelen grup iradeleri; her bir ilahi grup iradesiydi. Bu nedenle ittifakı ortam birçok tekil grup meslekli ilahlar veya gruplar nedeniyle, çokluktu. Politeisttik görünümle politeistti. Çokluğun zıddına dönüşü ile ittifakın tekliği ile ortam monoteizm. El ve dinlerdi. İşte ön görülemeyen üçüncü tür yansımalardan bazısı bunlardı.
Tekil veya çoğul durum içindeki temel karşılanmalardan kaynaklı eksenli çevrimler gibi. Bölge tanımı gibi. Dayanışan, iş bölüşümü gibi. Her gün yeniden ve yeniden belli şeyleri üretme veya belli şeyleri tekrar etme gibi eylemler, sistemin sabit noktalarıydı. Kolektif sistemi uygunlaşışılardı.
Sabit noktalar; sabit noktalardan biri hareket ediyorken diğerinin kararlı kalması şeklinde olabilir. İkisi de bağıl bir devim içinde olabilir. Böyle devinimler yer zaman yön ve hız bakımından birbirine eşit devimler de olmakla, sabit nokta algısı oluşturulabilirler.
Yine sabit addedilen nokta ve noktalar etrafında çevrim ve tavafı yapılan referanslar, birbirine göre biri daha hızlı; diğeri daha yavaş devimle vs. olabilir. Bunlar bilinebilir adresler ve yol haritası olan uyumlaştırıcılardı.
Sabit bir nokta uygunlaşışı, uygunlaştırışı ve uygunla sılan bir senkron hareketi olmakla; duygu olarak insanda kaygıları azaltan referanslardı. İkinci durumla da sabit noktalar, sürdürülebilirlik ilişkisi ortaya koyarlar.
Sürdürülebilirlik ilişkisi, belli sabitelere göre gerçekleşme olmakla yine belli sabitelere göre herkesle soru cevap (geri iletime kontrol referansları) olan yerlerdi. Soru cevap aynı kaynak ve aynı alan içi çıkış noktası olmakla iletişsen bir on kabulü ortaya koymaktı.