Anlamak Gerek XIII
Rızk kavramı kolektif paylaşmanın anlamı içine, paylaştıran bir güç olmakla eşleşecekti. Kolektif paylaşmayı oluşan, zihinsel kodun boşluk alan devinmesi içinde paylaştıran bir güç yerleşmişti.
Bu aşamada rızk söylemi hem kolektif paylaşım, hem kolektif güç yerine eşleşmeydi. Paylaştıran bir güç söylemli, rızk belirsizliği; kolektif paydaşlığı ve kolektif gücü ortaya koymuş oluyordu!
Zihninizde ve somutta metre kavramı yoksa metreyi düşünemezsiniz. Metreyi anlayıcı kıyaslama ve tahminlerde bulunamazsınız. Çok çok zihninizde olan en yakın anlamı çağrışan bir kavramı akla getirip metreyi zihninizde olan bu kavramla eşletmeye, anlamaya çalışırsınız.
Kolektif yapı içinde de rızk dediğinizde kişinin kafasında somutlaşan, ölçüşen kıyas olup tahmin edilen bir depo bilgi yoktu. Yani rızk verme kavramı ile rızk veren güç kavramının somut görseli ile zihne algı edilecek eylemsel görseli yoktu.
Kolektif bir çalışma vardı. Tarımcı iseler ekip dikiyorlar. Ekim dikim sonrası hasadı paylaşıyorlardı. Bunlar çok somut bir şekilde gözlerinin önünde olup bitiyordu.
Ama “Rızkı size veren El ‘dir” dendiği zaman kulağa hoş gelse de olup biten karşısında bu kabil söylenenler pek anlaşılır değildi. Fakat bu söylemin bir zararı da yoktu. Çünkü beslenmek için yine birlikte çalışıyorlardı. Birlikte paylaşıyorlardı
Rızk söylemi kolektif emeğin ortaya koyduğu kullanım ve tüketimlerle birlikte ifade edildikçe, rızk kavramı şimdiki olup biten ve kolektif tutumla paylaşılan bir şey olukla anlaşılıyordu.
Siz; “rızkları bir güç veriyor” dediğinizde de kolektif yapı içinde olan kişilerin kafasında kolektif etki dışında, kolektif somutluk haricinde; hiç bir güç tanımı, hiç bir güç ifadesi ve hiç bir güç söyleminin zihinsel algısı yoktu.
Rızk söyleminin kolektif bellekler içinde imajı yoktu. Rızkla tanımlanan bir güç söyleminin imajı da kolektif bellek içinde yoktu. “Rızkları bir güç veriyor” dediğiniz uydurma soyut söylem karşısında kişinin zihninde, kişinin kendi bildiği en yakın zihinsel çağrışımıyla anlamaya çalıştığı bu illüzyonu; yaptıran güç ve paylaştıran güç olukla daha önce tanıdığı, bildiği “kolektif güç ile tanıyorlardı.
Pekiyi bu niye böyleydi? Gerçeği hayalden groteski olanı gerçekten yeni yeni ve bir hayli ayırt etmiş yapının yine de groteski anlamalar geri bağlanım yapması çok kolaydı.
Bu tür anlaşılmalarda altı çizilmesi gereken konu kolektif etkinin somut eylem olması karşısında; rızk söyleminin soyut eylemle olmasıydı. Örneğin, şu anda bir androit telefon veya androit televizyon kullanıyor olmamız somut eylemle kullanılan “kolektif bir etkidir”. Android telefon kullanımı, o kadar olağan gelir ki…
Ama siz elektroniğin E’sini bilmiyorsanız ve Maxwell'in elektrik alan yasası ve manyetik alan yasalarını bilmiyor iseniz; Hertz deneylerini yapıp, deney olukla gözlemlemediyseniz; bu kolektif etkileri başka kolektif etkiler benzeşmesiyle ya da en temel durumla kişinin kendi groteski anlamaları içinde kendinizce bir anlam içine oturtursunuz.. Yani radyo içine gizlenmiş adamın olmasını düşünmek gibi.
Yani kolektif etki içinde kişinin duyduğu çoğu bilgiler, hayatın temel düzlemli deneyi içinde olamazlar. Öğrenmenin elbette bir deney, bir laboratuvar aşaması vardır. Ama toplum içinde her deney kişiler tarafından tecrübe edilir değildir.
Yani tekrar tekrar ateşin bulunması kişisi tecrübeler içinde yaşanmaz. Ateş nasıl bulunmuşsa bulunmuş. Önemli olan ateşin nasıl kullanılıyor olmasıydı. Ateşin nasıl kullanılması gerektiğiydi. Sürekli olan kullanıma dek tüketime dek aktarılan bilgilerle, ateşi kullanmaya dek yaşananlardı.
Her şeyin bir geri bağlanım yasası vardır. Kişileri ilgilendiren durum da kullanım ve tüketim edilenlere dek anlayışın geri bağlanım yasalarını bilip bu meşruiyete sıkı sıkı sarılmaktı. Günümüzün egemen güçlerinin bilmesinler ilik anlayışı içinde kişiler birçok geri bağlanım olan bilgiden yoksun bırakılırlar.
Ya da kişilerin, grup meslekleri alanında uzmanlaşma yapmaları nedenle kişiler; çoğu kolektif bilinçten ve bilgilerden yoksun kalırlar. Bu nedenle bu tür bir kolektif kullanımların geri bağlanım yoluyla anlaşılamamış olmasının zihin kalıpları içinde; geri bağlanım eşleşmeleri oluşmamış bir zihin körlüğü ortaya konur.
Eşleştirerek öğrenme sonu gelmez zihin çıvlamalarını önleyen bir öğrenmedir. Bu körlük içinde bilinmesi istenen şey, zorunlu olarak bilinen; başka şeylerle anlaşılma olacaktı.
O aşamalarda kolektif etki kişi öğrenmesine göre; günümüzdeki gibi bilgi eşleşmesi iyi yapılamayan, iyi anlaşılan bir şey olmamakla yerine her şey konabilecek sihirli bir kavramdı.
Temel düzlemli durumla davranan hayat; bizlerin verili referans ve başlangıç noktamızdı. Doğada avcı ve toplayıcı yaşayış içinde olan atalarımız; hayatın kendisinden referanslı olan algı eylemlerine göre davranıyorlardı.
Hayata referans edilen kişi tutumlu eylemlerin geri bağlanımla davranması içinde doğada sağlamalar vardı. Doğadaki sağlamalar ne rızktı. Ne verilmişti. Ne bir gücün rızk vermesiydi. Ne bir kolektif güçtü.
Ne de totemi anlamla ortaklaşmayla sosyal yasaydı. Zaten atalarımızın da kendilerine yabancılaşma olacak olan böyle bir algıları yoktu.
Nasıl bir olasılık varsa varlık o türlü bir olanaktır. Ne olasılıklar lla böyle olmak zorunda ne de olanaklar böyle olmamak zorunda. Üsteli durumlu bütün olasılıklar zıddıyla olmak zorundadır.
Zıddıyla var olanlar; var olanın yokuyla, yok olanın da varıyla gerçekleşmek zorunda. Yani az olana çoğu; çok olana da azı bir birine yoklukturlar. Ve az olan çoklaşır. Çok olan da azalmakla; zıdlar birbirine dönüşürler.
Avcı toplayıcı atalarımızın bencil grup eğilimi dışında kendisine referans aldığı, gruba eğilim dışında; hemcinsin bildiği hemcinslerimizin kendisine referans aldığı kişiyi hayatta tutan başka bir güç yoktu.
Hemcinslerin kendi içlerindeki groteski anlamaları dışında birbirin ipnotize eden bir groteski anlaması yoktu. Bu groteski oluş içinde groteski ilik totem dönemdeki gibi tam bir ortaklaşma olan bir örnek davranış yargısı değildi.
Tekil groteskilik büyük oranda bilgi gibi aktarılan, ortak bilgiyle modüle (bindiriş) edilen, kolektif bir tutum değildi.
Kısacası tekil kişiler ilk sel aşamada grup eğilimiyleydiler. Grup eğilim kolektif etki değildir. Ama kolektif etkiye bir adımdır. İlk kez kolektif etkiyi ortaya koyan hemcinslerimiz, kolektif gücü ve kolektif etkiyi, paylaşmayı; bizatihi kendileri yaşadılar.
Kolektif etkiyi ortaya koyanların “bizzat yaşadıkları kolektif etkiye değin öğrenme ve öğretmelerini birbiri dışında ve birbirine kategorize etmenin kalıplarını deneysel zekâ içine yerleştirdiler.Bu tutum groteski oluştan çok farklıydı.
Ya da groteski oluşu kolektif ref üzerinde ileri bir aşamaya taşımaktı. Tekil kşiler bu kolektif deneyi, bizzat ilk elden yaşayan kişilerdi.
Hemcinsler kolektif etkili gücü, kolektif etkili paylaştıran ve yaptıran gücü, tekil döneme ait hayatın eğilimlerine göre referansla inşa ettiler. Hemcinsler kolektif oluşma ile tekil dönemli hayatın eğilimini birbirine kıyas ettiler.
Bu kıayas nedenle hemcinslerimiz birbirine bağlı yakınsak bir geçmiş ile somut bir kolektif biliş düzeyi içinde yaşamakla, hemcinsler iki süreç arasındaki bilgiyi ve farkındalığını açık açık, canlı kanlı bilen kişilerdi.
Yeni kolektif süreç içine doğan yeni jenerasyonlar, jenerasyonun kendilerine ıraksama olan tekil dönem eylemlerini tam da bu ıraksatma nedenle jenerasyonun, tekil döneme ait bilgiyi ve kolektif dönem öncesine ait yaşamsal bir deneyimleri yoktu.
Yeni jenerasyonla önce arasında zaman, mekân farkı vardı ve yeni jenerasyonla öncesi arasında zaman mekân perdelemesi (ıraksama) vardı.
Bu nedenle yeni jenerasyonlar; içine doğdukları kolektif yapı ve kolektif etkini öncesini bilmiyorlardı. Yeni kuşak kendi öncesi dönemi aracılar yardımıyla ve yorumlu öğreniyordular.
Yeni jenerasyonun kendi öncesini yaşamaksızın aracılar yardımıyla, yorumlu öğrenmesi; tıpkı şimdiki kişilerin android telefon öncesi gelişmeleri bilmeksizin, android telefone dek deneysel süreçlerle yaşamaksızın; androit telefon kullanmaları ile aynı benzeşir.
Kolektif yapılı, kolektif etki içindeki kişi androit telefonun ne bulucusuydu, ne bilicisiydi, ne kuramcısıydı. Kişiler sürecin ilk elden yaşayışlı kişileri değildi. İlk elden kişiler de android telefonun kullanıcısı değildirler. Başta da sonda da önemli olan şey geri bağlanım yasalarına göre kontrolle oluştu.
Ama şimdiki kişiler geri bağlanım yasalarına uygun referanslarla aracılı öğrenme yolu ile androit telefonu kullanıyordular. İşte ilk kolektif inşacılardan sonrası içinde yaşayan kişiler de kolektif olan aktarımları, kolektif kullanımları; kolektif etkili neden sel bağıntıları kişiler; kendi kişisel yaşantılı deneyleri ile değil içinde olunan kendisine aktarılan aracılı öğrenmeylerle biliyor ve tanıyordu.
Aracılı öğrenme içindeki kişi aracılı öğrenme nedenle kişi en az enerji harcar. Kişiler aracılı öğrenme nedenle, kaygıdan dinginliğe geçmenin kararlılığı içinde olurlar.
Bu nedenle aracılı öğrenen kişiler bu edimsel oluşu yetersinen bir muhafazakârdı. Artık kolektif kişi ile içinde devindiği yapı arasında sosyal etki gibi bir de aracıyla öğrenme devimi vardı. Aracılı öğrenme eşleştiren öğrenmenin bizzat kendisiydi.
Kolektif etkileri ilk elden yaşayan ve ortaya koyan kişilerden sonrası içinde hayata gelen jenerasyon ilk elden kolektif etkileri, bizzat yaşayan kişiler değil de aksine hazır edilmiş kolektif etkili ortam içine doğan kişilerdi.
Yani yeni jenerasyon öncel ve ilk sel durum içinde gelmemekle, yeni jenerasyon kolektif hafızaya dek içeriklerin deneyden gelmekle, ıraksak yaşananı bilmek yerine, deneyi yaşayanlardan aktarılanları aracılarla biliyorlardı.