Anlatmak Hep İşe Yaramıştır
İnsanoğlu, geçen yıllarına dönüp baktığında bir takım ekslklerini görür. Hep içinde tamamlayamadığı veya yarım bıraktığı işler vardır. Ve bazen ben niye onu öyle yaptım da böyle yapmadım diye pişmanlıkları vardır. Hataları, yanlışları vardır. Epey bir süre sonra olgunlaşıp, hayatın sillesini, acısını, derdini , kaprisini çektikten sonra oturaklı biri olur. Huyları değişir. Kötüyken iyi olur. Cimriyken cömert olur. Kitap okumayı sevmezken, sever hale gelir. Dağınıkken düzenli olur.
İşte o eksikleri, pişmanlıkları, hataları, yanlışları anlatmak ister bir gün. İçinde fazla tutamaz. Dinleyecek birilerini bulsa, hemen aktarır, çeşmenin suyu aktarması gibi. Belki de öyle rahatlıyordur kim bilir. Belki de öyle tecrübe ediniyordur. Ama şu bir gerçektir ki, anlatmak hep işe yaramıştır
Eğer bunları anlatmazsan, asıl seni anlayacak, dinleyecek tek bir dostun dahi olmayacaktır. Teselli verenin kalmayacaktır. Dışın gülecek fakat içine gelince ağlamaksı bir his daima gezecektir. Vesselâm...