Anneler hep affeder
Anneler çocukları küçükken yaramazlık yaptıklarında,kaşlarını çatarak,sert ifadeyle kızdığını belirtir ve onları cezalandırır.Parka götürmez,çikolata almaz,televizyon seyrettirmez gibi.Bazı anneler işi daha da ileri götürür.Kulağını çeker, hatta ayağından terliği çıkartıp fırlatır.İsabet ederse vay çocuğun haline.Aldığı cezanın, yaramazlığının bedeli olduğunu,büyüdükçe anlar.Anne hep affedici ve bağışlayıcıdır.Yavrusunun bir dudak büküşünden,içi çekişinden,salya sümük ağlayışından dolayı hemen vicdan azabı duyar, yelkenleri suya indirir,yüzünü yumuşatır,çocuğuna sokulmak için sabırsızlaşır,yufka yüreği sızlar ve çocuğunu hemen bağrına basarak affeder.
Anne,küçükken verdiği cezaları çocuğu büyüdüğünde uygulayamaz.Ne terlik fırlatabilir ne de kulağını çekebilir.Çocuğunu iyi yetiştirmek gayesi içinde olan anne,vereceği cezayla çocuğunu kaybetme endişesi taşır.Bu durum annenin işini zorlaştırır.Bu dengeyi kurarken,annenin çocuğuyla kuracağı doğru iletişim kazanç,yanlış bir tutum ise büyük bir kayıp getirebilir.Annenin gözünde evladı kaç yaşında olursa olsun hep küçüktür.Anne bir gün hiç beklemediği bir anda en büyük darbeyi evladından da yese,asla göğsünü evladına kapatmaz.Orada hep açık bir yer vardır,ömrü nihayet bulana kadar evladının sevgisini hep orada muhafaza eder.Ve evladı ne kadar hata yaparsa yapsın,annesini üzerse üzsün,anne hep bağışlayıcı hep affedicidir.
Anne,yavrusunun boynuna sarılıp,yanağına kondurduğu ufacık bir öpücüğe kanıverir,o anda ne küs kalır ne kin tutabilir.Bundan yüz alan çocuklar ise,hala yaramazlıklara devam eder.Ta ki bir gün kendileri anne olana kadar.