Apartman Boşluğu Yazıtları - ll ( Elveda )
..
önce pencereyi kapattı,içeriye girdiğinde,elindeki çakmaktan çıkan alevin ışığıyla.rüzgardan savrulmuş perdeyi düzeltti.pencerenin önündeki geniş koltuğa oturdu.ve ona döndü.
sağındaki göremediği duvara baktı.o kadar karanlıktı ki odanın içi biri yanlışlıkla ışıkları açsa o an ölebilirdi.karanlığın o simsiyah gölgesi gözlerinin ışığını bile söndürmüştü.oturduğu koltuk sanki yerinde değildi.eli ile dokunmasa orada olmayacağını düşünebilirdi.odanın içindeki tek ses kalbinin atışından başka bir şey değildi.ve öylesine atıyordu ki, bir an ağzını açsa çıkıp gidecekti.
önce bir şeyler söylemek istedi.ama kelimeler sanki uykuya dalmıştı ağzında.hangisini düşünse bir anda vazgeçiyordu.hayatında ilk kez tutulmuştu böylesine.bir şeyler söylemek için başkasından izin mi almak gerekirdi sanki? ya da illa birisinin başlaması mı gerekirdi?öyle susmuştu ki konuştuğu anda ölebilirdi.derin bir iç çekti önce ve nefesi ciğerlerini delip kalbine saplandı.ölüm bu muydu yoksa.?hani insanlar ölüp ölüp dirildim dediklerinde böyle bir şey mi yaşarlardı yoksa?ve de eğer böyleyse o an ölmüştü zaten.bir daha nefes almak zorunda değildi.ama ya karşısında kendisinden bir kelime de olsa bir şeyler bekleyen..evet yaşamak zorundaydı.bedenini kontrol etti elleri ile.evet yaşıyordu ve ölüme yüz tutmamıştı henüz.son kez toparladı kendini ve uyuyan bütün kelimelerini uyandırdı bir anda.' Kalkın!!'.gözlerini açtı ve ona döndü.
- geç kaldım her şeye biliyorum.yaşamaya bile.ve yanlış tarafından başladım bu hayata.belki de sonundan.şu yüzümde oluşan çizgileri ben çizmedim ama.inan.ve kader bu değildi aslında.ölüm kanın damarlardan çekilmesi ise eğer ben çoktan ölmüştüm aslında ve bana emanet edilen bir ruhun taşıyıcısından başka bir şey değilim.benim de hatalarım oldu evet.kalbimdeki yaralar, çocuğumun arka bahçesinde oluşan çamurlu oyun izleri değil.ve kadere inat hiçbir zaman rüzgar ile yarışmadım.çünkü biliyordum ben istersem rüzgarı da geçebilirdim.ama gel gör ki, yürek ile beden hiçbir zaman barışık değildirler.beden ne derse yürek tersini yapar.ve hakem beyindir.ve benim hakemim ne yazık ki başarılı olamadı hiçbir zaman.ağladım evet çok ağladım ben de.ama benim ağlamalarım gözlerimin tuzlu suları dışarıya atmasından başka bir şey değildi senin için.neonlu ışıklar altında mum alevinde yaşanan aşkları ben de hiçbir zaman sevmedim.ve de köşe başları kadar yalnız kaldım her zaman.ki o köşe başları yalancı kalabalıkların birer neferi gibi karşımdaydı her zaman.ama ben.burdaydım aslında.sen her istediğinde.ve sen hep istedin beni.ama o kadar sessizdin ki sanki doğduğundan beri hiç konuşmamıştın.sesin yoktu.kalbinin atışına bıraksaydın kelimeleri inan ki daha çok ses çıkardı.ama olmadı.olamadı.ve şimdi yine karşındayım.bu sefer bedenimle.evet bu sefer bedenimle.şimdi senden istediğim tek bir şey var.benim için dua et olur mu.kabul olmayacağını bilsen de.
sözlerini bitirdiğinde ömründe ilk kez şarkı söyleyen bir çocuk kadar utandı.ve ilk kez karanlığı sevdi.çünkü utanmasının yüzüne yansıttığı o rengi kimse görmeyecekti.yerinden kalktı , gözünde akan bir damla yaşı sildi.dağılan bedenini toparladı.karşısında duran sevgilisinin yanına gitti.açık kalan gözlerini kapattı.elindeki silahını eline aldı.kendi şakağına dayadı.gülümsedi ? hayatında ilk kez içinden gelerek -.ve silahı ateşledi.
..
`..ölüm damarların kandan çekilmesidir sadece..`
..
gecedir
yalnızsındır
kimseler duymaz sesini
uzaklarda bir deniz var
balıkları uyumuş
şimdi anlatacak çok şey var
ama..
neyse..
elveda..
yazınızın adı "ÖLÜM DEDİĞİN NEDİR GÜLÜM !" olsaydı... çok güzeldi..tebrikler efendim
onuru olmayan bir dünyaya onur dersi mi verilmiş/ ölmeyi bilmeyen bir can a öl! denilmiş/ ama boş ama hayal.... çünkü bilmeyene öğretmek en zorudur..bilene anlatmak ta en saçması/ ve keşke insan insan olabilseydi değil mi? değeri değerimizi ve değerini anlayabilseydi...yürekten selamlar...dua ile....