Apartman Boşluğu Yazıtları - lll (Ölümden Utandım)
..
?..ben hiç bu kadar sessiz kalmadım..' dedi fısıldayarak kendi kendine titret kalbi ile otururken soğuk basamağa.karşısındaki duvar kadar soğuktu bakışları.ve zifiri karanlık değildi aslında hiçbir şey görememesinin nedeni.öyle bir kapatmıştı ki gözlerini sanki bir daha açmayacaktı.gözünden akan bir damla yaşın yüzünde ilerleyişini takip etti bir süre.derinden aldığı nefesini vermemek için elinden geleni yaptı ama o kadar yorgundu ki nefesine bile hakim olamadı.gözyaşı yanağını geçip çenesine indiğinde onu bırakmamak için elinden ne gelse yapmaya hazırdı.ama başaramadı ve yere bıraktı kendisini gözyaşı.
sonra, daha geçmemişken yüzündeki gözyaşlarının acısı, bir inilti duydu kalbinde ve ruhu arkasına yaslandı bedeninde.bir an kalkıp gitmeyi düşündü hızla ama sanki biri oturmuştu üzerine ve bir daha kalkamayacaktı.ruhu bedeniyle helalleşiyor gibiydi.içine yapışmıştı ve bir an haykırarak içinden kusup atmak istedi.yapamadı.boğazını düğümleyen hıçkırıkları ve öyle ağladı ki içten içe kalbi bile bir an eline mendil alıp gözyaşlarını silmek istedi.çocuk gibi bükülen dudaklarını yapıştırdı birbirine.hani kimsenin bir daha görmeyeceğini bilse oracıkta dikecekti birbirlerine.
yanındaki trabzana yasladı omzunu.bir eli ile gözlerini sildi.gözünü açmak istemiyordu. kalbi öyle hızlı atıyordu ki trabzan bile sallanıyordu sanki.bir an kalbini çıkarıp yerinden ? senin derdin nedir..! ? diye bağırmak istedi.o kadar ki yanlışlıkla eli kesici bir şeye değse hemen çıkarırdı yerinden.belki ilk kez bu kadar düşmandı kendi kendine.belki de korkuyordu kendinden bile.ama ne olursa olsun kendini bırakıp gidemiyordu.yaşamak zorundaydı bu hali ile.ama belki de değildi.gözlerini açıp kendisini boşluğa bırakmak sadece bir anlık bir şeydi.ve kimse göremezdi.kimse engel olamazdı.duvarlar bile.ama ya sonrası.ne gerek vardı ki aslında sonrasına.önemli olan ruhu ile bedenini birbirinden ayırmak değil miydi?gerisi teferruattı işte.ama yapamıyordu.peki neydi ki engel olan bu kadar kendisine?şu yerinden kımıldamasına engel olan bedenine yapışmış ve ne olduğunu bilmediği şey mi,yoksa yerinden çıkarıp atamadığı kalbi mi?ya da her ikisi de mi?ne isterlerdi ki..
gömleğinin cebine attı elini.sigara paketini çıkardı ve içinden bir sigara alıp dudaklarının arasına yerleştirdi.yere bıraktığı paket öyle bir düştü ki yere duvarların gürültüden korkup kaçtığını sandı bir an.ve gömleğinin diğer cebinden çakmağını aldı.bir kaç denemeden sonra çakmaktan çıkan aleve karşılık gözlerini açmak istedi.olmadı.sigarasını alevin sıcaklığına doğru götürdü ve sigarasını yaktı.ilk nefes..kalbinde bir şey yerinden kalktı.kapıyı açtı ve damarlarının üzerinde yürüyerek beynine yöneldi.akciğer..artından boğaz..ardından gırtlak.. gözleri..ve beyni..ve mutlu son..beyni ile birleştiğinde o şey derin bir iç çekti.hoşuna gitmişti bu yolculuk.ve bir nefes daha..bir nefes daha..
..
sabah olmuştu.apartmanın kapısı açıldı.küçük kız otomatik olarak açılan ışık ile sağı solu incelemeye başladı.ve ileride merdivenlerin başında trabzana yaslanmış birini görünce elindeki oyuncak bebeği yere bıraktı.korku ile hemen apartmandan çıkarak annesini çağırdı. kadın, kızının peşinden apartmana girdi ve çocuğun gösterdiği yere baktı.kim olduğunu anlamadığı adamı inceledi.elinde yarısı içinmiş sigara ve gözleri sıkı sıkı kapanmış bir adam...korktu.çocuğunu orada bırakarak adama doğru yöneldi.adam ile arasında birkaç adım kalmışken elini uzattı ve adama dokunması ile adamın cansız bedeninin yere düşmesi bir oldu.korkusu bir kat daha arttı.çığlık atacaktı ama çocuğu daha çok korkmasın diye sıkı sıkı tuttu kendini.olduğu yerde sağa sola baktı ve adamın kalktığı yerdeki bir kağıt parçası ilişti gözüne.hemen eğildi ve kağıdı aldı.bozuk bir yazı karakteri ile yazılmış yazıyı inceledi ve çözdükten sonra kendi kendine okudu :
?.. öyle utandım ki ölümden, ölmek için seni bekleyemedim...'
..
Mektup çok etkileyici ama adamın tavrı/tepkisi zayıf kalmış. Yazım kurallarına gereğince uyulmamış olunsa da anlatım sanatlıca. Kutluyorum.
Kocaman bir sevgi miydi ne Dünyanın bütün zamanlarını dolaşan Bastırıp gögsüne bozkırın Ey, baksana, diyor, ne biçim kent bu Geçerek caddelerinden Dalarak meyhanelerine Ne biçim kent bu Bilmiyor ki nice insan kolsuzdur Sevgisizliğe, bir sevgisizliğe kullanırlar kolu.
Hohlayıp siliyorum iyice Gözlüğümün camlarını Göğe bakıyorum gözlerimi kısarak Güneye gidiyor bir leylek sürüsü .....edip cansever....DOSTLAR.....şiirinden....
.......dostum beni bıraksa da ben dostumu bırakmam.çünkü dost birkere bulunuyor...ustaya saygılar.....