Araf
Kalp atışlarımın gıcırtısı,
Ne uyutur beni gecelerce
Ne de unutturur seni ömrümce
O gün, neredeyse bir ömrü eskitmiştim. Bir gün içerisinde hem dünü hem de bugünü yaşamıştım. Artık yarını yaşamak, ateş denizinde mumdan bir kayıkta kürek çekmeye benziyordu. Sonunda illa ki yanmak vardı oysaki ben yanmanın en güzelini senin gözlerindeki cehennemde yaşamıştım. O cehennemde kalabilmek için de ben nice günahlar işlerdim ama sen bunu bilemedin ve gittin.
Yalnızlık, bir anda ruhuma sarmaşık gibi dolanmıştı. Adımlarım senden uzaklaştıkça ağırlaşıyor, sanki batmakta olduğum bir bataklıkta yürüyor gibi oluyordum. Gözyaşlarımın sel olmasına bir damla kalmıştı. Sıkıyordum dişimi belki sen görürsün diye, üzülürsün diye, beni böylesine üzdün diye.
Veda sözcüklerinin önemini, vedasız bıraktığın gidişinle öğrendim. Gidenler, hep bir bekleyen bırakıyor bu tarz gidişlerde. Bekleyenler ise, hep bir umudu saklıyor yarınlara. Belki de yarına çıkabilmek için bekliyor hiç gelmeyecek olanı.
Tırnaklarımın arasındaki sensizliği gördüğümde, üzerindeki toprağı eksik bıraktığımı anladım ve tutamadım kendimi. Artık kendimi aldatacak ne sözüm kalmıştı ne de gücüm. Gözlerimdeki sel ile saklandım yağmur damlalarına ve sessizliğimde büyüttüğüm çığlığı ancak sığdırabildim göğün gürültüsüne.
Dolu tarafını göstermeye çalışan tüm bardakları kırdım. Yara ile yaşamanın ne olduğunu anlasınlar diye. Hayata dair öğütler veren tüm dostları kırdım. Ölü bir adamın hayatla bir ilgisi kalmadığını anlasınlar diye. Yeni açmış çiçeklerin tüm dallarını kırdım. Sen onları koklayamadın diye. Kırdım, kırdım, kırdım... Böylece kırdıklarım kadar eksildim yaşam sevincimden. Böylece daha da yakınım bir intihara.
Bir ömür kadar uzağındayım
Bir nefes kadar da yakınında
Yanına boylu boyunca uzanmaya
Uçuk adıyla intihar tomurcukları açarken dudaklarımda, gülüşün gelir aklıma. Gülüşündeki o gül kokusu, yayılır tüm yalnızlığıma. Öyle bir kokuydu ki tüm dikenlerinde kanamaya değerdi. Şimdi ise kanmaya değer oldu, bir gün daha yaşamaya o gül kokusu hatrına.
Nefessiz yaşamak ölenlere,
Yarım hevesle yaşamak ise
Onları öldüremeyenlere özgüdür.