Arkadaşım
Annesi onu doğururken ölmüş. Annesi sekizinci çocuğunu doğuruyormuş. Arka arkaya yapılan doğumlar kim bilir kadıncağızı ne hale getirdi. Annesi ölünce onu anneannesi büyütmüş. Anneannesi de çok çileli bir kadınmış. Onu da eniştesi zorla, tehditle evlenmeye zorlamış. Ölen ablasının yerine, onun evine gelin olmuş anneannesi. Arkadaşımın annesinin bir tek resmi dahi yok elinde. Ne çok aramış. Oysa benim dedemin, babaannemin, anneannemlerin resimleri var. O dönemlerde fotoğraf çekiliyormuş insanlar. Dedeleri çok zenginlermiş, neden bir fotoğraf çektirmezler ailecek. Siz siz olun, ailecek resimler çektirin bence. Torunlarınız merak edecektir atalarını, büyüklerini. Tamam şimdi fotoğraf çok ama belki deprem olur, yangın çıkar, her şeyiniz yanıp kül olur. Birilerinde resminiz bulunsun diyorum. Yani arkadaşımın annesinin resmini hiç göremediğini okuyunca içim parçalandı. Üstelik annesi onu doğururken ölmüş. Çok üzüldüm. Benim annem de benim engelli kız kardeşimi hemen benim arkamdan dünyaya getirdiği için, kardeşim engelli doğmuş. Annem köyde çok çalışırmış üstelik. Bir de hemen benim arkamdan hamile kalınca bünyesi zayıf düştü demek ki. O zamanlar doktora gitmek de ayıpmış. Ahhh eski zaman insanları! Onların yaşadıkları sıkıntıları dinleyince, bizim neslin çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Arkadaşımın annesi ölünce babası tekrar evlenmiş. Kardeşleri hepsi bir yerlere dağılmış. Arkadaşım çok yalnız kalmış. Kardeşleriyle aralarında, hiçbir zaman sıcak bir ilişki kurulamamış. Boşuna dememişler "Yuvayı dişi kuş yapar" diye. Anne ölünce, kardeşler de kopmuş birbirinden.
Ahhh ahhh! Daha bunlar benim bildiklerim. Kim bilir daha neler yaşandı.
İnsan sevmediği biriyle evlenince, bir ömür boyu onunla yaşamak zorunda kalınca; böyle bir hayatı düşünemiyorum bile. Ben ki eşime aşık olup evlendim. Şimdiki gençler elektrik almayınca karşıdan, birlikte olmuyorlar. Zaten o zamanlar elektrik icat edilmemiş daha. İnsanlar gaz lambası kullanıyorlarmış. Elektrik almayı nereden bilecekler. Bir de insan başka birini severken, sevdiği kişiyle değil de başka birisiyle evlenirse,ne kadar çok acı çeker öyle değil mi? Allah kimseye böyle acılar yaşatmasın. Arkadaşımın anneannesini dedesini görmek isterdim. Eşini kaybedince, eniştenin baldızını zorla alma adeti o yörede çok yaygınmış. Ne kadar çirkin bir adet. Arkadaşımın ne kadar zor bir hayatı olmuş ama eşini severek evlenmiş. Üç evladı olmuş. severek yaptığı bir mesleği olmuş. Şimdi de severek yazıyor.
Eniştemle evlenmek "Aman Tanrım!" diyorum. Çok üzücü ve çirkin bir adet.
Benim sevgili arkadaşım, şimdi kendisinin ve ailesinin yaşadığı bu olayları kaleme alıyor. Hem de çok başarılı bir şekilde yazıyor. Elbette yaşanan acıları birileri okusun öğrensin. Çok güzel bir iş yapıyor. Onu çok takdir ediyorum. Zamanı geri getirebilseydik. Arkadaşımın annesi geri gelseydi. Ya da ölenler bazen bizi ziyarete gelselerdi.
Kim bilir belki geliyorlardır ama biz göremiyoruzdur onları.
Herkesin hayatı bir roman. İnsanlar ne acılar yaşıyor. Nelere katlanıyor şu fani dünyada.
"Ahhh ahhh!" diyorum yine!!!
Mendil satan çocuğun, burnunu koluyla silmesi kadar acımasız bu hayat!
"Doğmak ve ölmek kolaydı. Zor hayatın kendisiydi." demiş Tom Robinson.