Aşikar Hudutlar1
Ben hiç gitmedim...ben sadece bittim.Umutsuz yaşamak olmaz derler ya olmuyor gerçekten.Bir gün kara haberini alsamda umut beslerdim.Son otobüs kalktığında ankaranın Yılmaz Erdoğan buğulu terminalinden gerçekten sehirlerarası bekleyişlerde öğrendim acı çekmeyi.Son durak nerede bilemiyorum artık.Eskimiş şehrimden geçmeyeceğin aşikar..Sevmek birininin senin olması değilmiş biri senin olsun diye çırpınmakmış bunu da öğrendim yastığımı gözyaşlarımla beslerken.Sen elinde onun hediyesi ona ağlarken ben ellerimde ellerin sana ağlaeken bana ağlayan kimse olmadığını gördüğümde anladım ki sevmek kaybedenlerin işi...
İnsan bazen kendine adil davranmak ister ya ben kendime adil davranıp kimseyi kandırmadan gecenin sessizliğinde gidiyorum senden..bu kadar çok ağlamak normal mi adil davrandıysan kendine bilemiyorum..Bir vuslat aradım hep buz gibi duvarlarında.çarptım geri döndüm,çarptım geri döndüm,çarptım......ve öldüm.Ölüm gibi korktuğum sorular yok artık.Bilinen tüm acılara ruhumun kaldıramdığı ankara sokaklarından buz gibi keskin bir acı daha ekliyorum bir şubat akşamında,akşam çünkü karanlığım sendin,akşam çünkü ulaşılmazım sendin,akşam çünkü artık birdaha bizle dolu geceler olmayacak nefesin nefesimi hiç ısıtmayacak...Hayat işte,ayağa kalkmaya çalışan insan yığınının genç mi yaşlı mı olduğu bilinmeyen kara parçasının nefesle ısıtıldığı sorgular yumağı.Ben seni hiç sorgulamayamadım her sorumu kırılma diye damarlarımda ki zehir olarak sakladım..Sana söyleyemediğim o kadar çok şey varki damarlarımdaki zehir hiç bitmeyecek.çok mu genciz böyle ağır yükler taşımak için.?insan zaman geçti die yaşlanmıyor zaman doldu diye yaşlanıyormuş..benim zamanım çoktan dolmuş.....