Aşk-I'stanbul
Bir sonu olmalı bu ikilemin,
Olmazsa olmaz düşler.
Oluruna bırakmalı olmazları,
Olmasa da olur sevişmeler... diyip dalıyorum;
Zaman geçiyor an be an.
Bir yol ki bu,geri dönüşü olmayan.
Birine ne kadar muhtaçsan;
Senden uzak.
Neye çok bağlıysan;
Sana, senden daha yakın...
Gizemli Karmaşasıdır bu hayatın.
Muhtaçsızca, keyiflice yürüyorum, İstanbul'un eşsiz boğazında.Senelerce kalabalık olmasına rağmen hala kimsesiz , asırlardır savaşsa da kaderiyle, hala çok sessiz. Senelerin yenemediği naçizane isimdir İstanbul.
İnceden inceden yürüyorum huzurun esrarengiz boğazında, tarifi sonsuz, bir eşi benzeri daha olamayan göz kamaştırıcı bir atmosfer, hafif esen rüzgar gözbebeklerimi okşuyor sanki, gözlerim yaşarıyor... Boydan boya atılmış oltalar çekiliyor durmadan, nefreti bol, kıskancı kibirli parmaklarda.Huzurun sesidir, boğazın rüzgarı; ''dokundukça tene anlatılması zor, yaşanması başka bir heyecanlı olur".
Kıpır kıpır oynaşan balıklara bakıyorum Arnavutköy'de, oturuyorum huzuruna, dalgaların sesi ilişiyor kulağıma, büyük gemilerin sesi ahenklestiriyor havasını. Herkes ayrı bir havada; kuşlar, köpekler, kediler, gelip geçen insanların muhabbetleri. Herkes ayrı telden çalıyor sanki. Herkes farklı yaşıyor keyf-e keder, muhabbete değer, her şeye değer; "sevda, sadece, seninle başlar, bir tek sende biter"...
İstanbul'un sevdası başkadır. Ve evet çok farklı bir şehirdir o. Çok kalabalıktır her zaman ve buna keza bir o kadar da sessiz. Kutladım. 👧
teşekkür ediyorum, duygularıma eşlik ettiğiniz için.)