Aşk mı

Durakta oturup otobüs bekliyordum.Ama güneş bugün de Ağustos sıcaklarıyla kavuruyordu. Off ! Çok sıcaktı elimden şişe suyu bırakamıyordum.
"Oh be" otobüs gelmişti, kliması olmasa da yollar boştur ve hızlı gidecekti kesin. Ben de pencereden rüzgarı kucaklayacaktım.
Dediğim gibi oldu da. Öğle rüzgarı hisse dalarken arkadan biri çok nazikçe dokundu.
Uzun saçlı, yeşil gözlü, buğday tenli bir bayandı. Bir an gözdeki gizemle karmaşık duygular arasına sıkıştım ve irkildim. Elinde bir adres, bana bir tebessüm gösterdi.
Ben de adresi bildiğim kadarıyla tarif ettim. Gideceği yere epeyce uzaktı aslında, eşlik etsem mi diye düşündüm bir an ama kabalık olur diye sustum.
Eminönü İskele'de indim martı sesleri beni bir an huzur ortamına daldırdı...
Ne yapacağım, ne yapmalıyım bilmiyordum.
Ben böyleyim işte, hiç plan yapmadan çıkar giderim, sonra onu arar bunu arar akşama kadar zaman geçiririm. Özellikle denize karşı kitap okumayı çok severim. Sırt çantamdan yeni çıkmış bir kitabı okumak için elime aldım.Bu kitap aşk kokan kitap olacak ki arkasında yazılan yazıdan bu kanaate vardım .Hevesim kaçmıştı çünkü ben mecazi aşka inanan biri değildim..Yanıma okuldan kaytaran bir çocuk oturdu.Ben ona baktım o bana...Beni bir süzdü ve elimdeki kitaba baktı.Bir göz kırptım samimiliğimi göstergesi olarak ve sordum :
"Bu saatte derste olman gerek galiba!" Çünkü okul kıyafetleri üstündeydi.
"Evet ama kız arkadaşımı bekliyorum, onun için okulu astım" dedi biraz utanarak.
Öğrendim ki daha 6. sınıfa gidiyordu yani bu gibi konuları anlayacak yaşta değildi. Ya da ben öyle sanıyordum.Okul ceketinin arasına bir gül saklamıştı. Kız arkadaşı uzakta görür görmez ayağa kalktı biraz yürüdü kız da onun yaşlarındaydı .Birbirlerine yaklaşmadan gülü uzattı, bu sefer kız biraz daha hızlı adımlarını atmaya başladı sevinçli bir yüzle.Elinden gülü alırken çocuğun yanağına bir öpücük kondurdu.
Bir an silkelendim...Ne oluyordu...Bu yaşta bu romantiklik dozu nereden çıkmıştı.
..Yoksa aşk çocukların elinde oyuncak oacak kadar değerini düşürmüş müydü...