Aşk Tadında
Çikolata bu evet evet. Reklam amaçlı üstüne böyle yazmışlar ''Bu Çikolata aşk tadında.'' Peki aşkın tadı nasıl acaba? Bununda tespitini yapmamız lazım. Kimine isot gibi acıdır aşk, kimine de kaymaklı kadayıf ya da Tulumba Tatlısı gibi, hatta daha da fazla tatlıdır... Aşka nasıl baktığınız ve onu nasıl yaşadığınızdır burada önemli olan...
Hadi ağzınıza aldınız da tat filan alamadınız. Dönüp de sormaz mı adam ''Yahu kardeşim hani bu aşk tadındaydı, hiç bana öyle gelmedi hemen paramı geri verin yoksa sizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hatta daha da ileri gidip Lahey Adalet Divanına olmadı Birleşmiş Milletlere kadar şikayet ederim.'' diye de akabinde ve detayında sorun irdelenebilir...
Bir de şöyle bir durum var, çikolatadan esinlenip çiğ köfteye, pişmiş köfteye, İskender kebaba, kestaneye, kerevize, yediğiniz kiraza ya da şeftaliye de yerken aşk tadında diyebilir miyiz? Diyemezsek, niye diyemeyiz? Bu çikolataların ya da başka başka tatlıların ayrıcalığı mı var aşk tadında olmak için?
Kimi zaman aşkın tadı coşku verirse aşkı yaşayana, kimi zamanda kekremsi bir tat bırakabilir, aşk, onu yaşayanlarda... Aşktan tat almak için illa çikolata yemeye gerek olmaması lazım. Ağzımız madde ile tatlanmadan da aşk bize güzel taraflarını tattırır...
Neyse, neyse, çikolatayı siz yine yiyin, aşk tadında olsa da olmasa da... Her şeye rağmen aşktan ve de hayattan tat almaya dolu dolu onu yaşamaya bakın... Bir de aşkın gözü kördür derler, yok artık kulağı da sağırdır, topaldır, çolaktır deyinde bari, sonrada aşktan medet bekleyin... Aşkında, aşık olduklarınızın da, kafasını kızdırmayın. Hayatı aşk tadında, aşkı da dolu dolu yaşamaya bakın.