Aşk Yalnızlığın Çoğul Haliymiş

Adam susuyordu yalnız bir coğrafyada. Bir dost eli değene kadar omzuna yıllardır sessizdi. İşte o gün başladı bu hikaye. Aşk yalnızlığın çoğul haliymiş

Kazayla başlayan bir günün akşamında bir alış veriş merkezinin en üst katı. Bayram'dı daha önce telefonda defalarca konuşmuşlardı. Aslında anlamıştı adam kadın çok uzaktı kendisine yalnız değildi sadece sessizdi. Lodos karları eritmeye başlamıştı adamın yüreğindeki. Oysa sonbahardı toprağı patlatan bu filiz ne kadar dayanacaktı soğuğa. Yalancı bir bahar başlamıştı sararması gerekirken doğa yeşilleniyordu Ama toprak kanayacak gökyüzü yine kararacak yağmurlar başlayacaktı.

Kendine sordu adam hem de defalarca neden arasın ki seni biri varsa hayatında. Cevap bulamadı ama kendine yalanlar buldu yürümek için bu yolda. Gözlerindeki ışığı koydu önce mısralarına sonra ağlamalarında kendisini aramasını kadının kılıf yaptı sevdasına. Gitmesi gerekiyordu hem de en başında. Yapamadı çünkü aşıktı sustu sevdiğini söyledi cevabı yoktu.
Kadın hep mutsuzdu sevseydi ağlar mıydı bu kadar. Mutlu olmaz mı insan sevdiğinin sesini duyduğu zaman. Olmuyordu işte bir türlü olmuyordu kadın her telefonda yalnızca ağlıyordu.
Adam denemişti gitmeyi hem de defalarca ama geri döndü hep dayanamayıp gözyaşlarına. Geri döndü yenilerek sevdasına.

Bir savaştı aslında bu korkuların yenilgisi adına anlamsız bir savaş. Uzak şehirlerin otel odalarında ter kokusundan arınmak için yapılan banyoların ardından gözlerini tavana dikip saatlerce öylece kalmalar. Yorgun akşamlarda nasıl iyi gelir değil mi sıcak bir duş insana. Sevdiğinin yüzünü gördükten sonra çekilip bir otel odasına. Onunla yapamadıkların acıtırken içinde bir yerleri yine de mutlu olmak . Sonra akşamdan sabaha günleri yükleyip sırtına gitmek sevilmediğini bildiğin bir coğrafyaya hem de defalarca.

04 Ekim 2009 1-2 dakika 1 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 8 yıl önce

    Günün yazsını ve yazarımızı kutlarızud83eudd20ud83eudd20