Aşkın Yalın Hali

Aşkın yalın hali yalnızlığa en yakın halidir.



Solmaya başlamış bir gülün kalan son yaprağıdır. Rüzgara ruhunu emanet eden bir yapraktan ibarettir. Sonunu görmemeye ant içmiş bir masalın kahramanıdır .





Mevsimini kaybetmiş bir gökyüzünün güneşten kaçarken en çok yorulduğu anıdır. Sonbaharın kızılına vurulduğu düşlerini yere serdiği, toprak kokusuyla içine çektiği andır.




Sonbahar yaklaşırken hızla çarpan sol yanın son zamanlarına denk gelir. Mevsim hazandır. Doğa bile yalnızlığa soyunmaya başlarken, o büyük aşkların son evresidir. Ağlamaya yüz tutmuş gökyüzünün yüzünden düşen bin parça haldir. Kimi zaman sağanak kimi zaman zamansız yağan yağmurun ardına saklanmış heveslerin ta kendisidir.




Nerede o...




Eski aşklar diye başlayan cümlelerin dile düşmesine yaklaştığının ayak seslerdir. Yüreğinin solmaya başladığına tanık olduğun gözlerinin elâsının silindiği bir mevsimin ardından daha umudu kaybettiğini anladığın günlerden ibarettir.
Kendinden kaçtığın hayatı sorguladığın zamansız yağmuru beklediğin geceleri uykunu hatırlamadığın bu günün de dünün yansıması olduğuna inandığın duygular furyasının ismidir kimi zaman da...
Aşkın yalın hali masumdur oysa...



Temizdir. İnanç biriktirir. Cebinden umudu asla eksik etmez.

Sade mutluluktur.

Hüznün sende var olduğunu bilip uzak kalmasına izin vermediğin bağlılıktır.



Kendine duyduğun saygının varoluşudur.





Belki de yalnızlığın bir ömür sende alacağına inandığın aşktan vazgeçerken çektirdiğin son ruhunun resmidir. Umudun pas tuttuğu zamanlardı. Beklenin gelmediğine inandığın hallerin ta kendisidir. Yarından bir beklentin kalmadığının yaşamın duygusuz ve aşksız da sürebileceğine çevrendekilerle hemfikir olup, detaya döktüğün en belirgin konudur.Temasını yüreğine işlediğin duyguların sebep sonuç ilişkisine dahil olmadan öykünden kopup, kalemi bırakıp en karanlık düşlerde ruhunun yenildiği sabahlardır.



Aşkın yalın hali bir de yazın kopuşu
Hazanın hayata girişi,



Aşk kırmızıdan kızıla bürünür.
Aşkın yalın hali karşısında...