Aşkına Sus/a/malıyım
Susmak bazen karşındakine dünyaları anlatmaktır. Şiir şiir muhatabının gönlüne akmaktır. Bir güneş doğar içine o yerin. Yağmur sonrası her bir yanını gökkuşağı sarmıştır. Renklerin her birine ayrı ayrı manalar verilmiştir. Kırmızı ayrılık, beyaz mutluluk, falan filan. Bana, ala renginde susmak düştü. Susmak mı demdir gönül'e susturulmak mı? Cevabın susmak ise; aşkın ta kendisisin bunu bilesin. Mahkemeler kurmaya, ilamlar vermeye, afişler asmaya gerek yoktur. O zaman aşksın gönüllerde taht kurmuş olan... Ve en başköşede asli hümayunsun yedi düvele hükmeden...
Suskunluğum ateşlere hükmetmeli,kavuşmalı ummana. Her yanma sonrası kavrulan gönül,asumana yükselmeli. Dost meclislerini nadânlara bırakıp,gönül meclisinde dil olmalı cümle cümle yüreklere akan. Dosta verilen selam can olmalı, candan olmalı. Ayakları, eğri büğrü çamurlu yollardan kaçmalı, koşarak gelmeli doğruluk meydanına. O meydanı doldurmalı gönlün... Yol seninse uzun da olsa, kestirme de olsa hükümranı sensindir. Gittiğin yolu bilmiyorsan adres sorma şansın da yoktur. Alır götürürler, aşrı aşrı diyarlara dahi dönemezsin ufuk yurduna, ışık yurduna... O yurt ki; karalar ak'a, aklar hakka gider.
Yaşadığın hayatın tüm günleri ve geceleri; uğruna adadığın yolun enstrümanlarıdır unutma! Gün gelir seni senden alırlar, esiri olursun yaşadıklarının... Ne diyor tüm sözlerin sahibinin en güzel dostu; " İnandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın." Ey gönlüm ! Kendini bu hakim'i kebir sözün içine koy, neresindesin bu kalıbın? Taşıyor musun dışarı? Eyvah ki eyvah! Karanlığa koşarsında haberin yoktur.
Gönül gurbeti bilmeli, nerede olursa olsun. Gerçek sahibinin aşkını hiç bir zaman unutmamalı. Lügâta girmiş tüm harflerin oluşturacağı cümleler ne kadar kalabalık olursa olsun, bir tek manası olmalı onların... Bir tek seni anlatmalı bana. Ben gurbetimi sende sılaya çevirmeliyim. Bir bahar vakti coşan tüm ırmaklar sana doğru akmalılar. Bentleri sen olmalısın. Gönül, kendine gelen tüm davet sahiplerini elinin tersiyle itmeli. Bir tek sen olmalısın tüm dünyayı içine alacak kadar büyüklükteki o mekânda...
Ağlamalıyım sonra, aktıkça göz yaşlarım temizlemeli tüm kirleri. Dünyaya sinmiş bütün haksızlıkları, kötülükleri, anlayışsızlıkları alıp götürmeli. Coşup revana geldiği anda önünde eğilmeli. Kıyameti olmalı tüm pisliklerin. Bet kokular olmamalı gül'ü zarda güneş ortalığı kuruttuğunda. Ahh gönlümün sahibi ahh! Böylesine bir kavganın içinden neden kaçarım korkaklar gibi? Yoksa aşkına lâyık değil miyim? Yoksa ağlayan gözlerim ama gönlümün haberi mi yok. Yoksa onlar timsah gözyaşları mı? Sağanak sağanak yağar, ancak yeşertmez mi kurumuş çöle dönmüş topraklarımı?
Anlamalıyım sonra seni anlatmaya kalkışmadan anlamalıyım. Süzmeliyim en hassas süzgeçlerde, tartmalıyım en naif kantarlarda. Sonra, kırk boğumun her birinde yıllarca ikamet etmeli anladıklarım. Ve ben sana susamalıyım, sonra susmalıyım, çünkü gönlüm ve ben bu suskunluğun hamalıyım. Sus/a/malıyım suskunluğun sahibine...
Şiirsel içeriği ile kaybeden bir yazı... Öyle bir deneme ki, deneme aşklara yer yok! diyesim geldi...
Yaralı yanımla yazıyorum size... Aşk sağanak sağanak içime yağdı da... Gözyaşlarımı yuttum hainliğinde.
Aşk'a bu kadar sert bakan bir yüreğe bile sevdirdiniz yazınızı... Tebrikler.. Başarılar..
Seçki kuruluna teşekkürler ama
"Bu öykü, 09.02.2012 tarihinde günün denemesi seçilmiştir." de öykü ifadesi hatalı yazılmış galiba...selamlar